Edebiyat ve Sanat Si ya nasıl gelebilirim? Devlethanenize giden bütün hayvanların ayak izlerini muayene ettim: Hepsi gidenlerin izleri! Dönen- lerden bir tek iz yok! İşte efendim, beşeriyette zabıta romanı bu masalla başlar. Fransız polisi dikkat etseydi görürdü: Landru evine götürdüğü kadınlara hep azimet bileti almıştı, hiç azimet - avdet almamış- ti. Fakat acaba Esope'tan sonra tam yirmi iki asır niçin zabı- ta romanı yok? Ta bir dâhi gelinciye kadar? — Yani Edgar Poe gelinciye kadar! dedim. İngiliz mendilli adamın canı sıkıldı: niçin onun söyliyeceği şeyi ben söylemiştim! Altmış yaşını geçtiği halde hâlâ züppey- di bu adam. Şimdi kıyafeti de sinirime dokunuyordu, kendisiy- le sizin aranıza uzun bir mesafe koymak için giyinmiş gibi faz- la şıktı. Bakışlarımdaki öfkeye aldırmadı, devam etti; — Hususi hafiyeyi Edgar Poe yarattı, Fakat Poe'nun yarat- tığı ikinci bir tip daha vardır ki detektif kadar mühimdir. Me- selâ Scherlock Holmes'in Waston'u gibi; meselâ Hanaud'nun Ricardo'su gibi; meselâ, Poirot'nun Hasting'i gibi... Bu ikinci tipler kariin tahmin etmesine muharririn müsaa- de ettiği cürüm delillerini gösterir. Bunlar kariin mafruz buda- lalığıyle detektifin büyük zekâsı arasında irtibat vasıtasıdırlar, Bu ikinci tip Poe'nun «Morg sokağının çifte cinayeti» is- mindeki hikâyesinde vardır. Bir de Poe'nun hikâyeleri detek- tif romanlarını edebiyatın şaheserleri arasına sokmakla da kal- madı, onun eserleri zabıta romanları hakkında bir talimatname oldu, bütün zabıta romanlarının muharrirleri onun koyduğu kaidelere boyun eğerler. Hele «Morgue sokağının çifte cinaye- ti» ismindeki romanı... Hani Morg sokağında bir evin dördün- cü katında bir gece birdenbire korkunç çığlıklar duyulur, bun- ların arasında da bir acayip ses işitilir: Bu sesi sokaktan geçen- lerin bazıları almanca, bazıları ingilizce, bazıları da ispanyolca sanırlar, Kapıyı kırıp içeri girince bir ihtiyar kadınla bir genç kızı parçalanmış bulurlar, Genç kızın cesedi şöminenin ağzına kadar müthiş bir kuvvetle sürüklenmiş. Halbuki şöminenin ağ- zı bir insanın geçemiyeceği kadar küçük; pencereler, kapılar da kapalı; odada başka çıkacak yer yok. O halde katil ne-