80 Her Ay rikalılar: «Ne yiyorsun söyle, kimsin söyleyim» derler. Yani ba- lık yiyorsanız zekisiniz, âlimsiniz, ve... namuslusunuz. Kuru bakla yiyorsanız bunların aksi... Zaten vecize şekline sokulmak yanlış fikirlerin hilesidir; ve bu darbı meseller de yanlış fikirler- dir. Bence bir insanı tanımak için hizmetçileriyle hasbihal etme- li, bir de kütüphanesini görmeli; ve bilhassa kütüphanesini. Ben de şimdi kitaplarına bakarak Abdülhamidi öğrenecek- tim. Bu kütüphane iki kısım: Abdülhamidin mütemadiyen oku- duğu ve mütemadiyen okumadığı kitaplar. Evvelâ okumadığı kitaplara merak ettim (buna müze di- yorlar.) Bunlar dört kütüphanelik yazma Kur'an, ve iki came- kânlık divanla şarkı mecmuasıdır. Ciltleri, minyatürleri o ka- dar güzel ki içindeki malümata alâka duyamıyorsunuz. Bu ki- taplar eşyalaşmış. On beşinci ve on altıncı asrın O güzel İran kitap kapları, sonra süslerinin hendesi şekilleriyle başka millet- lerin ciltlerinden ayrılan mağrip ve Mısır ciltleri... Kitap ol- duklarını unutuyor, bunlara antika bir hoşaf kâsesi gibi bakı- yorsunuz. Bu kitaplardan bir tanesi müstatildi. Kitapta müstatili se- verim. Ve uzun cildin koynunda kalın ve koyu bir ilim mevzuu bulacağım diye korka korka kabını açtım; bahtiyar ol- dum; bu mevzun mecmua bir şarkı kitabıydı. Her yaprağı baş- ka renkte... Somurtkan ilim mevzularına karşı bir istihza kah- kahası gibi renk renk kâğıtlar... Aliyül-Üsküdari isminde bi- rinin 1165 te topladığı bir renk ve nağme demeti... Ondan sonra önünde çok durduğum kitap, Asafi paşanın «Şecaatname» si oldu; Özdemir oğlu Osman paşanın İran har- bini anlatan mevzun eser... Fakat, biliyor musunuz, eski muha- rebeler öyle şair Nef'inin yazdığı gibi korkunç şeyler değil. Çünkü bu kitapta bir minyatür var: Özdemir oğlu Osman paşa muharebe sırasında, çadırında Gürcü prenseslerinden bir ka- dmla kucaklaşıyor; çadırın dışarısında da Osman paşanın mai- yetindeki bir zabit bir başka kadını kucaklıyor; ve resimde iki kadının da çehreleri birbirinin ayni... Dünya nimetlerinin tak- simindeki bu müsavata hayran oldum. Fakat bu müzedeki asıl hayat minyatürleri şair Fazılın Hubanname ve Zenanname'sindedir. Bu kitabın 142 nci sayfasın- buk mıŞ, törü sake kadi: de g şeyd kına sen