118” Her Ay «Kış» Yakup Kadri. 8 taşrinievvel 1324, «Hazır ol Yakup! Evet zavallı çocuk hazır ol!» Neye hazır olacak? Bu tekbir gümbürtülü kumanda ile ne- reye gidilecek? Stratosferle on bin metre yükseklere mi? Tay- yareyle kutupları aşmıya mı? Hudut boyunda harbe mi? Hü- cuma mı? Mücadeleye mi? İnkilâba mı? Sehpaya mı? Hayır, hayır, hayır! Hiç birine değil, Basit: İtikâfa! «Mademki geçen sene sana, kânunusani ortasında lâtif bir mayıs flâtif olmıyan bir mayıs değil| getiren o kadından şimdi eser yok, mademki o kadın şimdi uzak, pek uzak (Abdülhamit devri için Cümhuriyet kadar uzak) ve sen yalnız, kâmilen yal- niz (yıkılan bir cemiyet ortasında kendi enaiyetinle yapayal- nız) sın, odanı meçhul ve na mer'i şeyleri yaşıyan bir mâbet haline koy! Pencerelerin kâmilen mesdut, perdelerin daima inik olsun! (Amin!) Tâ ki dışarıdaki çamurlu şehrin, abüs, me- zar âsâ sokakların, iniltili köpek av'aveleri lâtif sükünunu ih- lâl etmesin...» İnsanlar, kış uykusuna yatan soğuk kanlı hayvanlardan ol- madıklarına göre, cedideci edibimizin son baharla beraber böy- le «halvet» olması, her halde, kışın yiyecek hazır bir serveti bu- lunduğuna delâlet ediyor. Züğürt adam, aç açına perdeleri inik odada koskoca mevsimi geçiremez. Meselenin bizce izahı bu. Lâkin, Edebiyatı Cedide için baş- ka sebepler lâzımdır: «Bu kış, İstanbulda, çamur ve zişti içinde ruh sanatının ih- timali - mevkie karşı büyük bir devasıdır...» Cümlelerin anlaşılması biraz karışıkça. Ama, zararı yok, Me- sele şu olsa gerek: ortada, eski İstanbulun o meşhur «iniltili kö- pek av'avelerinden» kaçan bir «zavallı çocuk» var. İlham peri- sini beklemek üzere bir böcak gibi kabuğu içine büzülüyor. Ve, harbi umuminin acemi ihtiyat zabitlerine hâs olan bun- ca «hazır ol!» lar niçin miymiş? Ütülü bir pantalon gibi dolap-