110 Her Ay II. Asıl Felsefesi Edebiyatı cedidenin en umumi görüşlerinde göze çarpan hususiyetler: rumuzlu hülyalar, ferdi aşk ideali, bedbinlik, ta- savvuf, reybilik denilen septisizm, tevekkül, realite korkusu, ölüm ve ilh.. dir. Edebiyatı Cedide dilinde felsefenin adı he- Rumuzlu tefelsüf: men daima «tefelsüf» tür. Orada anlaşılmış ve anlatılan açık fikirler sistemi aramayın, Hayali bir takım felsefe kuruntuları, rumuzlu teşbihler, istia- reler ve terkipler arasında saklambaç oynarlar. Birini okuya- lım: «Tefelsüf» (Ahmet Haşime. 7 mayıs 1317) İlyas Macit. «Aydınlıklar, mavi parıltılar, aşk ve vefalar görürüz. Bun- lar yenilikleri, esiri mümtaziyetleriyle bize namütenahiliğin yeşil emellerini, mor hayallerini uzatırlar». Bu, tefelsüfün birinci faslıdır. Görüyoruz. Her şey sembo- lik bir şekilde müphemleşir. Manalar renk renk rumuzludur: «yeşil — emel», «mor — hülya», «mavi — vefa» sayılır. Yahut, bunların büsbütün aksi olur. Faraza, Edebiyatı Cedide bağına geç giren erenlerden Yakup Kadri, «Sisler ve buzlar iklimi» ne kaçarken, renkleri bambaşka görür: «yeşilde hile, mavide hiya- net, beyazda matem, siyahta felâket, sarıda mevt, morda melâl bulmuştum ve alda ihtiras, arzu ve neşat bulmuştum». (İstim- dat). Bu kinayeli renk ve rumuz oyunları neden ileri gelirler? Edebiyatı Cedide devrinde yaşamış «münevver» gençlerden ge- lişi güzel birinin mahrem cep defterini gözden geçirelim. Def- terin itinalı bir köşesinde, muhakkak, her renkten bir sürü mendil isimleriyle hangi manaya geldikleri hakkında hayli iza- hat buluruz. Meselâ, mendilin kırmızısı; «seni çıldırasıya sevi- yorum», sarısı: «gönlüm hasta», kırmızı beneklisi: «aşkından kan kusuyorum» ve ilh.. demek olur. Bu mendil sembolizmi, bir nevi sevişme rumuzculuğudur. Fej için, yen : yani Ç Osm iki b hiple deler ve p gânli ler; | nebil arz € 1 ne g bulu modi sinde gil i