20 Haziran 1937 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 41

Her Ay İnsanlardaki fıtri duygu haricinde bir hissi selim arıyanlar ise; — Artık o ihtiyar kadın suadâ zümresine dahil oldu, diye düşünüyorlardı. «Hafızasızlık ilâhların bir lütfudur» Arkamızda günden güne ağırlaşan bir yükü sürükleyip du- ruyoruz. Hani şu eski cadı masallarındaki cinlerin sürükledik- leri cehennemlikler zinciri ki işledikleri işler o zincire bir ye- ni halka katar. Unulmaz eski dertlerimiz, o eski fiillerimiz, şimdi birer vicdan azabı olmuş, işlediklerimiz iyi işler ise birer elem kesil- miştir. Bir köhne gönül yara izlerile örtülüdür. Her hava dönümü ona ağrılar verir: Bir nağmenin, bir güzel kokunun, bir benze- tişin, ortaya çıkan eski bir döşemenin, tekrar görülen bir man- zara resminin, hafif sadmelerile, o eski yaralar derhal deşilir, kanamaya baslar, Diriler vardır ki, daima çevik bir hassasiyetin, şeytani bir heyulâsı gibi, onları kabirler arasında yaşamağa mahküm eder. Bu hayat yolunda, kendilerine arkadaşlık eden ölülerle dolaşır- lar... Onların korkunç şeyleri en mes'ut hatıralarıdır. Haydi şu ihtiyar kadını misal tutalım: Kadın vaktile genç- ti. Belki güzeldi, belki de zengindi. Her halde sevdiklerile mu- hattı. Bugün ise, yaşla, hastalıklarla ezilmeği, fakir, metruk, sefil kalmağı bir tarafa bırakalım... Asıl işin en korkunç ciheti o geçmiş saadetlerin ebedi ola- rak kaybedilen o aziz vücutların ısrarla şuurumuza çarpması- dır. İstikbal ne kadar elemli olursa olsun, hakiki bir korku ver- mez. O, korkutur gibi olur, amma kendisi meçhuldür, örtülüdür. O asla iltiyam kabul etmiyen nikbinliğimizin akislerile rengâ- renktir, i İstikbali düşününce kendi kendimize: «O, belki de öyle o kadar kötü değildir» deyip geçeriz. Hiçbir şey geçmiş kadar hakiki değildir, hiçbir şey geçmiş kadar bizzarure diri değildir. Eski acılarımızın zehirlerile ge- GATE lece lebi kin habı