AR 1OĞLU ine kar- ukarıya rbirimi- r atma- ki; ıl telâk- ıademki meşak- ıdi ken- smaktır, inin bir n buna tlerimiz neresini Felsefe, Ruhiyat ve İçtimaiyat 43 — Canım Orhan! Şimdi de ahretle mi sayıklıyorsun? Te- selliyi orada mı arıyorsun? Fakat sen ne zamandanberi bu ah- rete inanmağa başladın? — Yine pek inanmıyorum ya! Fakat kendi kendime düşü- nüyorum: kimbilir, belki de var! İşte o zaman tam bizim yan- dığımız gündür! «Hasre dünya vel-âhıre» sözü hakkımızda tam tahakkuk eder. Hem burada üvey, hem orada! Bu ne yaman, ne menhus talih! Düşündüm ve kendi kendime dedim: «Acaba kendimi ve arkadaşlarımı bu menhus talihten kurtarmak imkâ- nı yok mudur?» Düşüne düşüne nihayet bir neticeye geldim: bütün arkadaşlar aralarında böyle bir taahhüt yapsınlar: kim evvel fâni dünyayı terk eder, hakiki dünyaya geçerse, öteki- lere bu yeni dünyanın ahvalini teferrüatiyle haber versin! Bel- ki bu suretle geride kalanlar lâzım olan tedbirleri vaktinde alır- lar ve hakiki dünyalarının mamuriyetini temin ederler!» Bu kararlarınla sen bana da geldin. Fakat o zaman ben se- ni dinlerken sesinde o kadar elem, gözlerinde o kadar keder, tavrında o derece küskünlük vardı ki teklifinin boş bir geveze- lik olduğuna kani bulunduğum halde, dileğini kabul ettim ve senden evvel ahrete gidersem ilk fırsatta sana malümat ver- meği vâdettim. İşte bu mektup o vâdin bir eseridir. Azizim Karabağlı! İyice bil ki koca bir öte dünya veyahut ahret vardır ve senin içinde bulunduğun dünyadan hiç de geri kalmaz. Burada da işler hemen oradaki gibidir ve «açık göz» denilen o maymunlar yok mu? Burada da işlerini tıkır tıkır yü- rütmektedirler; hayret etmez misin? Ben de buraya gelir gel- mez, bu açık gözlerden birisi oldum, şöyle ki sana bu mektubu göndermek yolunu bile buldum. Nasıl? Hangi vasıta ile? Şim- dilik sorma! İnşallah buraya geldiğin zaman hepsini birer birer teferrüatına kadar öğrenirsin! «— Şimdilik bilmiş ol ki buraya gelir gelmez beni dehşetli bir sorgu ve suale cektiler! O ne yaman, ne korkunç sorgucu- lar! Yüzlerine bakamıyordum. Ödüm kopuyordu. Üç gün üç gece süren bu sorgudan nasıl diri çıktığıma ben de hayret edi- yorum: Anlaşıldı ki benim fâni dünyada işlediğim savaplar ile