148 Her Ay Şu halde, edebi hâdiselerin bütün edebiyatları birden alâ- kadar edenleri umumi edebiyatın mevzuuna dahil oluyor, de- mektir. Edebi hâdiselerden bu karakteri haiz olanlarını, bun- ların milli edebiyattaki farklı tezahürlerini ve teterrüatını sâ- dece bu edebiyatlardan biri veya ikisi içine kapanarak anlamak imkânsızdır; halbuki, umumi edebiyat, bu hadiseleri beynelmi- lel olmuş karakterler içinde mutalea ettiği gibi, ayni nesle men- sup bir çok muharrirler arasındaki fikri ve hissi rabıtaları da tebarüz ettirmeğe çalışır. Bu itibarla, umumi edebiyatın temin ettiği iki netice vardır: evvelâ, edebiyat tarihçisine, bir muhar- riri, bir eseri, ait olduğu beynelmilel edebi muhit içinde göste- rerek daha esaslı bir şekilde anlamak imkânını, mukayeseli ede- biyatçıdan daha büyük bir salâhiyet ve dakikiyetle temin eder; sonra da, fazla nüfuzu nazar sahibi olmak noktasından, edebi- yat tarihinde en hakiki bir bilgi şubesi olmak meziyetine ma- liktir. Umumi edebiyatın tetkik edeceği edebi hadiseler çok mü- tenevvi ve mahiyet itibariyle pek muhteliftir. Bunların bir kıs- mı, bazan beynelmilel bir ehemmiyet kazanmıştır. Pötrargue, Voltaire, Rousseau, Byron, Tolstoi, Gide ve ilh.. gibi muharrir- lerle doğan cereyanlar; bazan da muayyen bir tek nazariyeciye bağlı olmıyan fikir, his ve sanat cereyanları: humanisme, cla- ssicisme, naturalisme, symbolisme ve ilh.. gibi; bazan da müş- terek bir sanat ve üslüp şekli: sone, klâsik trajedi, romantik dram, rustik roman, Garpte ve bizde divan edebiyatında görü- len mecaz ve istiare iptilâsı, sanat sanat için telâkkisi ve ilh.. gibi. Fakat, ne olursa olsun, esas gaye, edebiyatları birbirinden ayıran farklar arasından, birbiriyle aşağı yukarı mukayese edi- lebilecek (1) büyük medeni kavimler grupunda tefekkür ve sa- natın müşterek ve müteakip hallerini tetkik ve tayin etmektir. Buna, daha sarih bir ifade ile, edebi eserler arasından fikri ve mânevi hayatın belli başlı merhalelerini tetkik etmek adı ve- rilebilir. Fakat, umumi edebiyata ait tetkiklerde, dolgun ve zen- (ll Umumi edebiyat, birbiriyle mukayese edilebilecek edebiyat- lar arasındaki meseleleri tetkik etmekle mükellef saymak sakat bir görüştür. Maalesef bütün umumi ödebiyat müdekkiklerinin garplı oluşu, böyle bir kayitle garp medeniyetine bu garip imtiyazı, sözde bir hak olarak verdiriyor. dise rüle tetk teşe Tikli li lara mai rolü yet ya başl çıka çici tetk kik Sİ, di leri sele; sa o saft: