Mia ipi kei ir e kişi ml, İh “eleğin ak ml —— —- e m ai Her Ay elinde tutmaktadır. Karadan, İtalyanın iki müstemlekesini bir- birinden ayırmaktadır; kanalı kapamak imkânına her zaman sahip bulunduğu için, Habeşistanı boğması her ân kabildir. Mısır siyaseti, ahvalin icabatından dolayı, mukadderatını Britanya imparatorluğunun mukadderatına bağlamağa mah- kümdur. Kaldı ki, Mısır, daha bir kaç sene için, kanalda müte- haşşit İngiliz ordusuna arzı iftikara ve kendi müdafaa kuvvet- lerinin 1936 Mısır - İngiltere anlaşması mucibince inkişafını bek- lemeğe mecburdur. Ne olursa olsun, Akdeniz meselesi, M, Augusto Barua'nın tâbiri mucibince, «beynelmilel siyasetin gardien düğümü hali- ne geliyordu. İspanya harbinden mütevellit milli ve beynelmi- lel hâdiselerin tekevvünü, bunun böyle olduğunu, fazlasiyle is- batta gecikmiyecekti. Almanya ve İtalya, 18 teşrinisani 1936 da Burgos hüküme- tini tanıma ksuretiyle, Akdeniz meselesini resmen denilebile- cek derecede karıştırmaktan başka bir şey yapmış olmuyorlar- dı. Roma ve Berlin kabineleri, o tarihte, ihtilâlci temayüller gösteren hiç bir devletin, İspanyada tutunmasına müsaade et- miyeceklerini ilân etmişler ve İspanya sahillerini kontrol et- mek istiyerek bu iddialarını daha kuvvetlendirmişlerdi. Yani, İngiltere, vaktiyle, Britanya amirallığının münakaşa kabul et- mez bir şekilde nüfuzu altında tuttuğu bir bölgede Almanya ile karşılaşıyordu. Filhakika, Londra, Frankonun bu âni surette tanınması keyfiyeti altında nasıl bir maksat gizlendiğini düşü- necek durumda idi. Bu tanınma keyfiyeti, onun, kendi salâhi- yetini tanıyanlara karşı bir takım taahhütleri bulunduğu ma- nasını tazammun etmez miydi? İtalya Baleare adalarına mı s0- kulacaktı? Bu faraziye, Fransa için hiç'de teselli verecek mahi- yette bir şey değildi; zira, Marsilya - Cezayir hattı da, tıpkı Londra - Bombay hattı gibi tehdit altına girmiş olacaktı. Akdeniz meselesinin bu yeni cephelerden mütaleası, İngix tereyi, Akdeniz donanmasını takviyeye mecbur ediyordu. Zira, İngiltere için, klâsik Hindistan yolunu bırakıp, Kap'tan dola- şan bir başka yol aramak, asla mevzuu bahsolmamıştı. Londra, «imparatorluk ananesini» muhafaza etmek suretiyle, Hindistan istikametinde iki yola sahip kalmak daiyesindedir. Habeş an-