iğI Edebiyat ve Sanat 109: yatına zıd, fakat hakikatte onun gibi halkı hiçe sayan Edebiyatı Cedide türedi. Mazi ile hal arasında fena bir köprü kuran cedi- deci Osmanlı edipleri için: «Serveti Fünun edebiyatı umuma, avama mahsus değildi» |1J. Bu avam «muattal ve mağşuş halk» (2) adını alıyordu. Onun için Edebiyatı Cedide halk düş- manıydı, milli edebiyata zıddı. Bugün o devirlerden çok uzaklarda yaşıyoruz. Fakat, ne de olsa Edebiyatı Cedidenin top ateşi altında büyümüş, o nüfuz ve tesirden silkinememiş bir nesiliz. Halktan tecerrüt etmiş, hal- ka yukarıdan bakan o yarım derebeyi zihniyetinin artıkları henüz edebiyat sahamızdan tamamen kalkmış değildir. Nihayet, Türkiyede hakiki bir demokrasi Tedbir yolu: edebiyatı nasıl doğabilir? Burada da kes- tirmeden yürüyelim. Derebeylik kalkma- dan milli birliğin doğamadığı gibi edebiyattaki halk düşmanlığı yani edebiyatı cedidecilik de kalkmadıkça milli bir hak edebi- yatı doğamaz. Mademki en yakın engeli mânevi edebiyatı ce- dide artıklarıdır. Şu halde yalnız onlar temizlendikleri gün, Türkiyede milli bir halk edebiyatı için zemin hazırlanmış olur. Edebiyatı Cedide temayülleri bugün esas itibariyle maddi ve içtimai temellerini kaybetmiş, müstehaseleşmiş bir takım münasebetlerdir. O münasebetleri sadece aydınlığa çıkarmak ve şuurlu bir surette reddetmek bile, ortadan kaldırmak için atılmış büyük bir adımdır.. Onun için, şimdi, Edebiyatı Cedide hakkında yapılacak ciddi ve ilmi her tenkit, vakti geçmiş bir emek veya sırf tarihi bir tecessüs eseri sayılamaz. Bilâkis Türkiyenin milli halk edebi- yatına hizmet etmek gibi hayati bir davadır ve günün mesele- sidir. : Aşağıki satırlar bu düşünce ile kaleme alınmıştır. Maksadı- mız, Edebiyatı Cedidenin ne olduğunu, yani muhiti hakkında edindiği telâkkilerini karakterize ederek, o hatalara tekrar düş- mek istemiyenlere dolayısiyle yaramaktır. (11 Hüseyin Cahid: Kavgalarım, sahife: 165. (21 Mehmed Rauf: Türkün altın kitabı anketinde, sahife: 122.