82 © Her Ay Biraz durdu, sonra yine başladı: 5 yat — Bilirsiniz, dedi, (bu «bilirsiniz» i «bilmezsiniz» demek aya istiyen müstehzi bir sesle söylüyordu) eski milletler korkuya ta- lerd parlardı. Yunanlılar Phobos'a, Romalılar Pavor'a mâbet yaptı- lar. Bütün ilâhları vaktiyle korku halketti ve hâlâ ediyor. Eski Fi milletler korku ticareti yaptılar; yağ gibi, çuha gibi korku sat- Kadı tılar. İnsanlar korkuya muhtaçtır efendim; (yine ayni müsteh- ü zi sesle) bilirsiniz ki çocuklar «korkut beni!» diye dadılarına yal- varırlar. İn Pertavsızlı adam, kıymetli bir kutu çıkardı, enfiye çekti; sonra cebinden kocaman bir İngiliz mendili çıkardı. Bunu gö- rünce sinirlendim. Böyle İngiliz mendilli bir kaç eski devir şeyi adamı tanırım ki hepsi de tesadüfen ukalâdır; onun için bu men- di bı dilden yılarım; bu adam da mutlaka ukalâ idi ve mutlaka bir İsi çok lâkırdı söyliyecekti. ER Nasıl ki bu alafranga mendille burnunu bir çok okşadıktan a sonra: tığı j iz — Efendim, dedi, her cinai roman muharriri bir korku mü- selâ tehassısıdır. Bugün korkudan başka bir ilâh daha vardır ki adı Ricaj cinai romanlarda detektiftir. 1 Çünkü insanlar her yaşta çocukturlar. Cinai roman muhar- de et rirleri biz büyük çocukları korkuttuktan sonra, bu korkuyu ya- lalığı tıştırmak için detektifi yarattılar. Abdülhamit de çocuktu; ve F kendisini korkutan cinai romanlara, o, hikâyelerin değil haya- nnd tın hakiki detektiflerini ilâve etti. | tif TO Yine sustu. Sözlerinin tesirini gözleriyle yüzümde aradı; | madı, sonra devam etti: 1 oldu, — Herkes sanır ki efendim, zabıta romanı yeni bir şeydir. j kaide Haşa! O, hayret edilecek kadar eskidir. j ti» is Yine sustu ve bu sefer yüzüme pertavsızla baktı. j cü ka Bunu anlamadım. Söylediği şeylerin karşısında ona bu ka- ların dar küçük mü görünüyordum acaba? — Efendim, dedi, zabıta romanı Esope'tan başlar; onun ars- i Say lan ve tilki hikâyesinden... Hani arslan tilkiye sorar: — Niçin kızı P bendehanenize teşrif etmiyorsunuz? ar zı bir Hani tilki de cevap verir: — Aman efendimiz, bendeniz ora- ' İZ