138 Her Ay Çıldırtıcı bir müziğin terennümleri arasında (Madmazel Mol- yer Prenses Elye) rolü ile sahneye çıkıyordu. Giydiği kavun içi renginde tafta işlemeli yeleğin içinde sap sarı bukleli saç- ları ve hillür sesiyle büyük bir sükse kazanmıştı, Atılan hesap- sız çiçekler, annesi Armandın kalbine bir ok gibi saplanmış, Molyere de aradığı saadet günlerini hatırlatarak ağlatmıştı. Sahnede rol icabı prenses olan madmazel Molyer, az zaman içinde Lui XIV sarayının hakiki kraliçesi olmuştu. Molyer, gittikçe ihtiyarlıyor, ve artık kendisini mukadderatın elinde bir hiç yerine sayıyordu. # (Davayı mücerret) ten sonra birbirlerine soğuk davranan karı koca arasında geçimsizlik, bütün teferrüatiyle açığa vurul- muştu, Armand, evine ve kendisini çılgınca seven Molyere fe- na nazarla bakıyordu. Molyer, hattâ bir gün dostlarından birisine; — Ne müthiş ıztıraplar içinde bulunduğumu bilmiş olsanız bana acırsınız, demişti. Yaşının ilerlemesiyle artan hastalıklar onu takatsiz düşürüyordu. Artık Armand onun için bir yabancı idi. Hani o güzel gülüşler, o tatlı konuşmalar ve o tatlı okşa- malar nerede idi? Çok defa o, Armand için, benim şirin, güzel ve bir zamanlar saadet bahşetmeyi vâdeden Armandım değil, onun, kendi ayarında âşıkları var, diyordu. Bir gün kendisini ziyarete gelen dostlarından Şapele şöyle bir sual sormuştu: — Dostum, hiç başından aşk geçti mi? O: — Evet. Deyince: — Sen, aşkın kelimesine âşık olmuşsun, fakat, bir kadına değil! demiş ve: ölümü bekliyorum, diye ilâve etmişti. Son defa olarak şubat ayının bir öğle vakti (Muhayyel hasta) piyesini bizzat oynuyordu. Birdenbire üzerine bir fena- lık geldi. Fakat bu, o kadar piyesin mevzuuna uygun bir nok- tada gelmişti ki, halk, hiç bir şeyin farkına varmadı. Bu fena- lıkla piyes de tamamiyle sona ermişti. Arkadaşlarından Baron