tan nek ılâp ahi- lev- 'rde ktir BE 1€7- mi- . ki nüt ka- çti- lir, miş sas- Felsefe, Ruhiyat ve İçtimaiyat 61 dinde taşıyacaktır. Tam bir iktisadi değişmenin, kendisinin sü- rekli muvaffakıyeti için zaruri olan fikri, ahlâki ve kültürel in- kılâpları kendiliğinden doğuracağına dair olan itikadın, doktri- ner bir mutlakıyetten başka, dayandığı bir esas yoktur. Bunun böyle olduğunu bu ihtilâlci mektebin inandığı prensiplerin bir cephesinde de görüyoruz. Çünkü onlar da kabul ederler ki es- ki nizam içinden çürümeden ve yalnız şekli bir politika kuvve- ti haline düşmeden, halis manada bir ihtilâl vukua gelemez. Ha- lis bir inkılâbın husule gelmesi için eskinin boş kalıbı içinde ye- ni iktısadi sistemin bir inkişaf olgunluğuna ermesi lâzımdır. Burada bu ihtilâlci mektebin kabul etmediği nokta geniş mik- yasta iktısat, dilek ve gaye olarak bilinen şeyler etrafındaki itiyatlar manzumesinin değişmeden yeni sistemin olgunluğa eremiyeceği noktasıdır. Benim fikrimce de yeni bir içtimai niza- mın kuruluşunda zaruri olan fikir ve ah- lâk değişmelerinin husulünde, ve telâkki (attitude) fikir ve gaye durumlarında değişmelerin meydana gelmesinde en kuvvetli âmilin mektep olacağını düşünmek re- alist bir düşünce değildir. Böyle bir fikir mektep haricinde te- sirlerini gösteren kadir kuvvetlerin daimi bir surette müessir olduğunu hesap harici bırakır. Mektep terbiyesi birçok terbiye kuvvetlerinden ancak birisidir ve bazı cihetlerden tâli ehem- miyette bir terbiye kuvvetidir, buna rağmen, mektep kâfi bir şart değilse bile kökünden değişmiş olan bir içtimai nizamı mu- hafaza için icap eden kavrayışın ve insan durumunun teşekkü- lü için zaruri bir şarttır. Hiçbir içtimai inkılâp, onu vücüde ge- tirenlerin ve ondan müteessir olanların psikolojik varlıklarına Doktrinleştirmek çı- kar yol mudur: * geçmeden ve onlarda kuvvetli telâkkiler (attitudes) halinde kökleşmeden harici bir kalıp olmaktan kurtulamaz. Psikolojik ve ahlâki kökleri olmıyan bir içtimai inkılâp hakikatte tesa- düfi ve arızi olmaktan ileri geçemez. Çünkü bu takdirde o, altta cereyan eden ve değişen akıntıların gidişine -tâbi: olabi- lir, Mektepler kudretsizdir demenin manası olsa olsa yalnız tek bir istikamette prensip aşılıyabilecek derecede kuvvetli bir hükümet kurulmadan sistematik doktrinleşme yapılamaz de- meğe varır.