20 Haziran 1937 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 132

20 Haziran 1937 tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 132
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Edebiyat ve Sanat 133 en güzel şarkısını söyledi. Hiç de fena değildi. Hatta orada bu- lunanlar: — Mükemmel! der gibi başlarını sallıyorlardı. Fakat şarkı bitip Ali saziyle bir kenara çekilir çekilmez onu derhal unuttu- lar. Sarışın delikanlı yine plâklardan öğrenme bir tango söyle- di. Muhakkak ki fevkalâde güzel bir sesi vardı, Artık imtihan kâfi görülerek bu çocuğun ne yolda yetiştirilmesi lâzımgeldiği- ne dair münakaşalara geçildi. Bütçe meselesi ortaya atıldı. Ha- zirandan evvel talebe olarak alınırdı, alınamazdı gibi sözler ol- du. Hiç kimse ayni odada, bir kenarda bir de Sivaslı Ali bulun- duğunun farkında değildi. Onu tâ buralara kadar getiren dos- tum, münakaşa edenlerin yanında, hiç bir şey dinlemeden du- ruyordu. İkimiz de Alinin yanına gitmeğe cesaret edemiyor, hattâ onun yüzüne bile bakamıyorduk. Ben yavaşça gözlerimi kaldırınca hayret içinde kaldım. Ali- de hiç de feci bir halde bulunan bir insan tavrı yoktu. Boş göz- lerle biraz evvelki gibi dıvarları süzüyordu. Sanki bu odadaki- ler onu zerre kadar alâkadar etmiyen kimselerdi. Yüzünde en ufak bir teessür, en küçük bir hiddet yoktu. Hattâ oldukça uzun süren bir sıkıntıdan, bir işkenceden kurtulmuş gibi sakin, din- lenen bir hali vardı. Gözleri sarışın tenora rastladıkça bir müd- det duruyor, belki biraz hayret ve merakla onu süzüyordu. Bu bakışlarda küçük bir parça haset, gıpta aradım ve bulamadım. Sazı yine silâh gibi sağ ayağının yanındaydı ve bu ayağı gayet küçük bir hareketle yerden biraz kalkıyor ve tekrar par- kelere dokunuyordu. O zaman içimde bir şeyin burkulduğunu hissettim. Genç adamın bütün ye'si, bütün inkisarı, bütün kırı- lan ümitleri bu ufak ayak hareketinde kendini gösteriyordu. Vücudünün her tarafına hâkim olan, yüzünün en ufak bir ür- permesiyle bile içindekileri dışarı vurmıyan, gözleri sonsuz bir derinlik ve sükünet içinde yumuşak bir ışıkla parlıyan bu adam farkında olmadan kendini sağ ayağının bu minimini ve sinirli kımıldamasiyle boşaltıyordu. Ömrümde hiç bir insan yüzü, hiç bir ağlayış bana bu Kadar acı, bu kadar manalı görünmemişti. Kendimi toplıyarak onun yanına doğru yürüdüm. Onunla muhakkak konuşmak, bir şeyler söylemek lâzımdı. Konyaya

Bu sayıdan diğer sayfalar: