da bile akladı- lı, ma- ameli- . sonra ın bir hıfzet- 'klerini andaki * insan hıizet- mana- hiç de beşeri ın gibi ık ikti- di tar- ammul İnsanın Harp, yet et- nek de ledecek ksiyon- yan bir üz sey- uz. Bu üş bir İ İ Felsefe, Ruhiyat ve İçtimaiyat 37 Bu suretle anlaşılan hafıza tamamiyle hususi bir davranış- tır. Ayni zamanda hem hali, hem de maziyi nazarı dikkate alan muzaaf bir fiildir. Maziyi naklettiği kadar hale de uyar. Hafı- zanın tertip ve inşa ettiği hikâye hem mazidir, hem değildir. Ma- zidir, çünkü ondan bir şeyler nakletmiştir; değildir, çünkü ay- nen tekrar etmeyip hale göre inşa etmiştir. Bunları söylemekle hafızayı izah etmiş oluyor değiliz. Yal- nız davranış göziyle bakınca hafıza tetkiklerinin almak istida- dında bulunduğu istikamete işaret etmiş oluyoruz. Hafızaya sun'i ve daha zihni bir karakter atfeden bu telâkki onu hayatın kendisine bilâ vasıta tâbi bir meleke gibi olmaktan ziyade ze- kânın bir icadı, ustalıklı bir yapısı gibi mülâhaza etmeğe müte- mayildir. Mekânda nakil vasıtalarımızı çoktanberi icat etmiş ve çok tekemmül ettirmişizdir. Fakat bir de zaman içinde nakliyatta bulunmak imkânı vardır ki bunu, hafıza dediğimiz davranış yapmış ve zaman içinde naklin ilk büyük zaferini temin etmiş- tir. Hafızanın inşa ettiği hikâyelerle yalnız bir yerden diğer yere nakilde bulunmakla kalmıyarak bir günden diğer bir güne nakiller yaparız. Bu sayede bu gün, dünü biliriz; şahit olmıyan şahit olmuş bir vaziyete girer. Hafıza ile zaman içinde nakliyat yaptığımızı söyledik. Fa- “kat zaman ne? Metafizik faraziyeleri bir tarafa bırakırsak, za- manın mevcut olup olmadığını bilmediğimiz gibi nasıl mevcut olduğunu da bilmiyoruz; yalnız insan zekâsının hafızayı yarat- makla zamanı tasavvur etmeye ve zamana karşı mücadele et- meye yeltendiğini görüyoruz. Yeni doğan çocuklar gibi beşeriyet de ilk aksiyonlarını mekâna intibak etmek için sarfetmiş ve zihnin ilk komportman- ları mekânda istikamet alma davranışları olmuştur. Hendese, heyet ve hattâ fizik gibi ilimler mekân üzerindeki en büyük za- ferlerimizi temsil eder. Zaman ile uğraşmak ve zaman ile mü- cadele kenüz çok yenidir. Yalnız hafıza amelini icat etmekle zamanın fethi yolundaki ilk adımı çoktanberi atmış bulunuyo- Tuz. Tarihi ilimler ve tekâmül nazariyeleri bu adımı inkişaf et- ““tirmeğe başlamışlardır. Davranış psikolojisi göziyle yapılan bu hafıza telâkkisin-