elime lime- ie de- öğret- ı can- kitrin- ri di- ri ta- n asıl np in inase- ın birl fiziki n yal- n çok in va- benin erleş- alıştı- ilinde i, alâ- : olan neden sin ve erece- "inden yacak etmiş < baş- at et- in ile- lil şu- Çerçe- mah- dul 0- 63 Felsefe, Ruhiyat ve Içtimaiyat lunmalıdır. Bu memlekette (yani Amerikada) böyle bir çerçe- ve vardır. Buna demokrasi diyoruz. Fakat bununla hiçbir za- man demek istemiyorum ki demokrasinin nasıl bir hayat tarzı olduğu hususundaki manası üzerinde anlaşma hâsıl olmuştur ve ihtilâflı noktalar ortadan kalkmıştır. Parlak ve umumi ifa- deleri bırakıp ta müşahhas hakikatlere indiğimiz zaman geniş ihtilâflar ortaya çıkar. Siyasi müesseselerimizin aldıkları şekil- le, siyasi fırkalarımıza, teşri heyetlerimize, kanunlarımıza, mah- kemelerimize bakarak bunları model ittihaz edebileceğimizi ve sarih bir demokrasi fikrini bunlara istinat ettirebileceğimi- zi de ortaya sürmüyorum. Fakat bizde bunun bir am'anesi ve fikri vardır ki bunları bugünkü müesseselerimizde demokrasi- ye muarız olarak geçmiş ve yerleşmiş birçok şeylere karsı ko- yabiliriz. Bu fikir ve ülkü hiç olmazsa bazı kararların varılma- sında ve bunların tatbika konmasında insanın şahsi ve iradi o- larak bir rol oynamasını tazammun ediyor: Bu demokrasi ül- küsü hiç olmazsa bu nisbette doktrinleşmeğe karşı çıkar. Bu hususta başkalarının fikri ne olursa olsun ben, bugün elimiz- de çürümüş bir demokrasiden başka bir şey olmadığı için halis bir demokrasiye bu çürük demokrasinin içinde ne varsa orta- dan kaldırmak suretile varılacağını müdafaa eden kanaate de- rin bir şüphe ile bakıyorum. Müspet olan nokta şudur ki, demokrasi ideali insani cihet- ten bize bir çerçeve verir. Ne cemiyetin kendisinde, ne de ter- biyeye tatbikinde bu çerçeve doldurulmamıştır. Demokrasi ide- alinin sarih ve muayyen olduğunu da söylemiyorum. Böyle bir hale gelmiş olsaydı bir seyyahın bir haritaya bakması gibi ona bakar ve saatten saate nereye doğru yol alacağımızı söyliyebi- lirdik. Söylemek istediğim nokta şudur: Terbiyenin içtimai in- kılâbın istikameti ile olan münasebeti meselesi demokrasinin içtimai hayatın herhangi bir tatbik sahası için neler ifade etti- ği meselesile aynidir. İktisadi, beynelmilel, dini, kültürel ve siyasi sahalar bu tatbikat sahalarına dahildir. Mekteplerimizde kabulünü görmek istediğim en güzel şey, demokrasinin müşahhas manası üzerinde vuzuha varıncıya ka- dar, bu problemin başlıca münakaşa mevzuu halinde ortada bulunmasıdır. Bu ise, ferdi ve kollektif olarak yaşanan hayatın '