Her Ay meziyetleri de ayni şartlara tâbidir. Güçlü olan, zekâ değil, ira- dedir. İnsan, başka işlerine olduğu gibi, zihni meşgaleleriyle de az veya çok dikkat ve sabırla uğraşır. Bunu herkesin ayni kuv- vet ve sebata malik olduğu manasına almamak lâzımdır: zayıf- lar ve kuvvetliler vardır. Şüphesiz, ayni kimseler, her hangi bir faaliyet için kuvvetli oldukları halde, başka bir faaliyet için za- yıf olabilirler. IV. — Nüfuz ve derinlik düşünce gücünün hususi şekilleri- dir. Bunlar da, yine, manevi meziyetlerdir. Sathi kafa kendisi için çok müsamahakârdır. O azla iktifa eder. Burada, ne belâ- gatçi Rhâteur ve ne safsatacı sophiste mevzuu bahistir. Bunlar, yalnız aldatmaktan başka bir şey değildir. Sathi oldukları için, onları muaheze edemeyiz; hırsız ve katili nezaketsizlik göster- diklerinden dolayı tekdir edemediğimiz gibi, Bu tefekkür katil- lerini bir yana bırakalım, ve ancak hiç değilse, en ufak bir zih- ni namuskârlığa sahip olan kafaları ele alalım. Fakat bunlar da buldukları fikirler güzel bir sahifeye, âhenkli, ölçülü, biçimli bir esere mevzu teşkil edebilecek bir hal aldı mı araştırmaları- nı durduruyorlar. Ve işte, bu noktadadır ki, bir mantık hatası işliyorlar; zira, fikirlerin kıymeti hakkında ancak hakikat ve ha- ia kaidelerine göre hüküm verilebilir. Âlim olmaktan ziyade sanatkâr olan kimseler, araştırma işinden takdim ve tatbik işi- ne geçmekte acele ediyorlar. Tatbik için zaruri olan ayni vu- zuh ve nizam meziyetleri tahlil ve taharriye yarayabilirlerdi; ve böylece onlar, nafiz ve derin olabilirdi, eğer eşyanın künhü- ne kadar gitmek için daha ateşli ve daha samimi bir arzuya malik olsalardı. Voltaire tevazula: «Ben küçük ırmaklar gibiyim; onlar ber- raktırlar, zira az derindirler» diyordu. Nafiz bir düşünce derin- leştiği zaman da vazıh kalır, o eşyanın derinliğine nüfuz eden ve eşyayı aydınlatan ışığı bulmasını bilir, Zira, o, karışıklığa düzen getirir, gördüğünü tam olarak yakalamağa uğraşır, ve bu müşahede ettiği şeyi, aydınlatmadığı şeyden ayırır, Sarahat onun için bir emniyettir; ileri gitmek için ona istinat eder. Nüfuz hakiki derinliktir, fakat, cüretle karanlıklarda ser- güzeşte atılanlara ve müphem bir tarzda gördüklerine hırsla tahaküm edenlere dahi derin düşünceliler adı veriliyor. Hal- yakı ce bi ne d bir 1 bir ı bıçal elâst