ziyeti inden yarak 'teyiz. ediği- akala- ızanın lıkları ıralar ımdır. lilme- e ha- ikâye Felsefe, Ruhiyat ve İçtimaiyat 35 sanatı kabiliyetidir; normal olan da bu hafızadır. Nitekim ço- cukların hafızaları hikâye kabiliyetleriyle birlikte teşekkül eder; henüz hikâye edemiyen bir çocuk hafıza seviyesine eriş- memiştir. Çünkü hikâye etmek, bir kütüphane, bir dolap tertip etmek gibi toplamak, ayırmak, sonra da tertip ve tanzim etmek gibi iptidai zekânın bütün aksiyonlarının teşekkül etmiş olma- sını istiyen, ilk olgunluğunu idrak etmiş, bir zekâ ameliyesidir. İnsan hafızasının büyük karakteri bazı ahval tesiriyle hazırlan- mış bir aksiyon olmakla beraber bu ahvali tayin eden aksiyo- nun bir tekrarı olmadığı gibi tekrar görünmesi için de bu ayni ahvalin vuku bulmasını beklemez. Eğer hafıza ayni aksiyonu ayni ahvalde tekrar etmek demek olan itiyattan ibaret olsaydı kendini istediği gibi kullanmak, nakil ve hikâye etmek fırsat ve imkânına asla sahip olamıyacaktı. Binaenaleyh hafızada mevzuu bahsolan tekrar, basit bir tekrarlama olmaktan çok uzaktır. Ha- fızadaki tanıma (teşhis etme) kabiliyeti ise basit hafıza ameli- yesine sonradan inzimam eder. Bu iktidarın teşekkül edebilme- si için zaman mefhumu, zamanın taksimatı şuurlaşmış olmak lâzımgelir. Zaman mefhumu, ve zaman taksimatı da tamamiyle insan zekâsının bir eseridir. Hafızanın garip bir takım tezahürleri de yok değildir. Me- selâ sinir hastalarından biri çok sevdiği bir yüzüğü kaybediyor. Bu hastanın bulunduğu salonun her tarafı araştırılıyor; tenvim edilmeğe müsait olduğu için tenvim edilerek yüzüğü nereden kaybettiği de soruluyor. Fakat bunlardan hiç biri kâr etmiyor. Dört ay sonra bu hasta tamamiyle hezeyani bir hale düşüyor. Bu esnada ilk işi salondan fırlayıp bahçenin bir köşesine git- mek oluyor, ve garip değil mi, yüzüğünü buluyor, İngiliz ruhi- yatçılarından Myrs de buna benzer bir vak'a zikreder: Her dem ayyaş zenci bir hizmetçi, kaybettiği bir şeyi, içkiden menedildi- ği müddetçe bulamıyor, fakat tekrar sarhoş olmak imkânını bu- lunca, kaybettiği şeyi kendi eliyle koymuş gibi, hemen buluyor. Demek ki hafıza bazı hallerde zannetmediğimiz ve kendi- mizin farkında olmadığımız derecede yaygın oluyor. Nitekim geçici amnesiler yani geçici hafıza zıya'larıyle bazı hatıraların somnambülizmde avdetlerine dair olan müşahedeler bazı hal- lerdeki hafıza yaygınlığını kâfi derecede isbat etmektedirler.