94 Her Ay nin vücude getirdiği tekemmüller, yeni yeni meselelerin vaz'ını ve bizzarure hallini icap ettiriyor. Bu da, hâdiselerin birbirini velyeden teselsülünü doğuruyor.. Uzun terakki zincirinin halka- ları böylece sonsuz uzayıp gideceği hükmü vehleten verilebilir. Ancak, yeni ihtiyaçlar o kadar muhtelif İhtisas:: ve o kadar çoktur ki, her hangi bir teknik- çinin, hepsini birden tek başına tatmin €- debilmesi imkânsız gibidir. Bu halin en yakın neticelerinden bi- ri de ihtisas sp€cialisation zaruretidir. İşte terakkinin, içtinap edilemiyen mahzurlarından biri budur. İhtisas: tekniği, eski ta- birile fenni gittikçe artan dairelere ayırarak parçalıyor; bu par- çalanış: metodların şümulünü son derece zafa düşürüyor. Nitekim, teknik eserin inşasını terkip etmek (synthetiser), sanat erbabı için mutlak bir imkânsızlık içindedir; bu yüzden- dir ki sanat sahipleri, eserin hakiki değerini takdir edemezler. Atılış ve terakki hamlesinin kendi kudre- Yeni insan: tile tahdit edildiğini görerek, sanki hayat şartlarının islâh etmiş olmanın cezasını Çe- kiyor ve yüreğinin endişe ve heyecan ile dolduğunu hissediyor. Acaba yeni insan nereye gidiyor? Bunu, o da bilmez.. An- cak, modern hayatın şaşırtıcı, baş döndürücü kasırgası, kendisi- ni, arzusu hilâfına sürüklüyor; beşer, kendisinin yarattığı tek- nik kanunlara zaruri olarak tâbi oluyor. Pascal (Paskal) demiş- tir ki; «İnsan, tabiatı, bütün haşmetile seyr ve temaşa eder». Bu söz, aczin itirafıdır. Bu itiraf elbet daha makul ve mantıkidir. Fakat, elindeki va- sıtalara güvenen insan, tabiata karşı amam- sız bir mücadeleye girişti. Bu mücadelede, beşer, her zaman mü- zaffariyet kazanmıyor. Böyle bir mücadeleye girişmek için beşerin simdiye kadar güvendiği vasıtalar hangileridir? Terakkinin gözler kamaştımı- cı parlaklığına hayran olanlar içinde, kaç kişi vardır ki: tatbiki ilimlerin nereye geldiğini araştırmış, daha doğrusu terakkinin hakiki temellerini bilmek istemiş olsun? Tabiatle amansız mücadele: