tutuk) ıyanın ini her hakiki ususta eşiyor. Isefeyi insan ler ve . Eğer si gibi hakika büyük ısı için incisi - .çıktığı le - Yi- erhale- ptıktan Felsefe, Ruhiyat ve İçtimaiyat 75 sonra, onun diğer mütefekkirler tarafından - büyük mikyasta - aşıldığıdır. Filhakika, Descartes'da başlıyor gibi görünen, daha doğru- su onun en r&volutionnaire manzarasını teşkil eden ana fikirle- rin köklerini biz orta zaman felsefesinde, hatta tercüme ve şerh- ler yolile İslâm - Türk filozoflarında buluyoruz. 1. — (Cogito, ergo sum) — Düşünüyorum, o halde varım, hakikati. Descartes'dan çok evvel, başka tabirlerle Saint Au- gustin tarafından «Les Confessions» da ifade edilmiştir. Nite- kim ayni fikir Renaissance filozoflarından bir çoğunda, ezcümle (Bernardino Telesio) da ve (Campanella) da canlanır, Onların muasırı, fakat beş on sene kadar genç olan Descartes ayni cüm- leyi şüphesiz büsbütün başka bir hedefte kullanmıştır. Onda bu sır, bir «marifeti nefs» için değil, fakat ilmi bir usul için hareket noktası vazifesini görmüştür. Fakat fikrin geçirdiği tarihi te- kâmüle ve ilim felsefesinin Galilee ve Bacon'danberi kazandığı inkişafa bakılırsa Descartes'ın bu eski hakikati yeni bir gayeye göre neden ve nasıl kullanabilmiş olduğu anlaşılır. 2. — Descartes'a göre insan kendi varlığını harici âlemden evvel vasıtasız ve bedihi olarak idrak eder. Suurun kendi hak- kındaki bilgisi vâzıh, kat'i ve hadsi bir bilgidir. Bu, «şuurun vasıtasız mutaları» telâkkisi Descartes'dan sonra bir çok garp filozoflarına geçti. Nihayet, çok yakında Bergson'un ayni esası kendi felsefesine büsbütün başka bir yoldan, hareket noktası gibi kullandığını biliyoruz. Burada da fikrin Dascartes'dan başladığını görüyoruz. Ay- ni fikir Saint Thomas'da ve onun hocası olan Albert le Grand'da görülüyor. Bilhassa bu zatın menbaı mütercim ve şârih Gun- dissalvi vesıtasile, Türk filozofu (İbni Sina) dır. İbni Sinanın ruh hakkındaki tahlilleri tetkik edildikçe bu felsefi ananenin kök- leri daha iyi meydana çıkıyor: Filhakika onda bütün bilginin esası bilvasıta, hadsi ve basit bilgi (scientia simplex) dir. Ve bunun en mükemmel nümunesi de insan ruhunun kendi hak- kındaki bilgisidir. 3. — Descartes'a göre ruh ve beden ayrı ayrı birer cevher- dir, ve birbirine tâbi değildir. Halbuki Aristo'ya göre ruh bir suret (forme) dir. Ve İbni Sinaya kadar bütün onu takip eden