Her Ay Tabii inkılâplarda evvelden tesbit edil- Finalizmin tenkidi: miş hiçbir «gaiyet» görülemez. Tabiat bir plâna göre hafeket etmiyor. Bu eski tel&ologigue görüşten hattâ yeni vitalistler bile vazgeçmeğe mecbur olmuşlardır. Şu kadar var ki, tabiatte umumi suret- te kuvvetlerin toplanması ve birikmesinden bahsedilebilir. İstikametleri ve devreleri çok muhtelif olan bu toplanmalar, diğerlerini etrafına dizilmeğe mecbur eden büyük kuvvetleri meydana getirmektedir. Ayni suretle beşeri hayat şekilleri için de her nevi gaiyetten bahsetmek beyhudedir. Umumiyet- le inkılâplarda düstur gibi alman mefküreler, tabii zaruretle- rin tahmil ettiği gayeler değil, fakat bizzat müşterek izah- ların doğurduğu refoulement'lar tarafından ileriye sürülen «beşeri gayeler» dir. o Bununla beraber onlar (nietzsch&a- nisme) in zannettiği gibi tamamile izafi de değildirler. Çün- kü kökleri, şahsi ilcalarla müşterek inzıbat arasında mü- temadiyen değişen uçurumu doldurmak arzusundan geldiği için nihayetsiz bir surette yeni beşeri gayeler meydana çıka- caktır. Diğer cihetten onlar biribirine bağlı olup gittikçe da- ha fazlalaşan kuvvetlerin birikmesi ve biribirini cezbetmesi suretinde mütemadi inkılâplarla tahakkuk ettikleri için, be- şeri gayeler her yenileşmede eskilerine bir şey katacaklar ve onu genişleteceklerdir. Beşeri gayelerin muhtelif - istikamet- lerde ve ayrı ayrı inkişafına rağmen gittikçe daha fazla külli- liğe ve tamamiliğe doğru gitmesi. sınıf ve zümre çarpişmala- rına rağmen bu «tamamileşsme» nin gittikçe daha kuvvetli ve daha geniş zümrelere yayılması bundan ileri gelir. Nietzsceheanisme'e göre inkılâp, kudretli- Nietzsche ve Marx: nin hakimiyetini arttırmasından ibarettir. Orada zayıfların ve refoulö'lerin rolü yal- nız ona basamak olmak ve mahvolmaktır. Marxisme'e göre bi- lâkis inkılâp, refoul&lerin teşkilâtlanması ve kudretlinin ye- rini alması demektir. Sermayenin birikmesi bu neticeyi za- ruri olarak doğuracaktır. Hakikatte her inkılâp bu iki rolü ay-