niş Mer vi Felsefe, Ruhiyat ve İçtimaiyat 73 mağa başlandığı görülüyor. Değişmez, mütecanis, bir zaman ve mekân yerine yaratıcı bir zaman - mekân mütemadisini tem- sil eden bir âlem içinde bulunduğumuz fikri gün geçtikçe kuv- vetleniyor. Evvelâ sadece tahripkâr olarak görülen zaman, kat'i determinizm ve kat'i tabiat kanunları iddiasile kısmen muha- fazakâr bir mahiyet aldıktan sonra psikanaliz ve yeni tarih te- lâkkilerinde maziden ferdi vâkıaların bile kaybolmadığı ve her anda bütün mazinin mündemiç olduğu fikirlerinin müdafaa e- dildiği görülüyor. Bergson'un «durâe» yi felsefesinin hareket noktası yapmasının hikmeti Descartes'ın dünyası görüldükten sonra pek güzel anlaşılıyor. Mesafelerin fethinden sonra zama- nın fethine doğru giden bu hareket mekân üzerinde yaptığımız gidip gelmeyi bir gün bize belki de zaman üzerinde yaptıracak, mazi ve istikbale istediğimiz zaman gidip gelebileceğiz. M. Şekip TUNÇ