Siyasi 'miye- sıra- r gün konu- n ko- Imak- eğim; r saat if ol- relim. ahede at bu i mü- nutuk Wia- Siyaset ve İktisadiyat 17 Bana gelince, ben, evvelâ İngiliz karakterinden, bu karak- terin diğer Avrupa milletleri karakterlerile olan münasebeti noktasından bahsedeceğim. Zira bence İngilterenin Avrupa ile olan münasebetinin anahtarı bu inceliklerdedir. Bundan son- ra, harpten evvel ve tarihte İngiltere ve Avrupadan bahsede- ceğim. Sonra, İngilterenin bu günkü vaziyetini mevzuu behse- decek ve nihayet bütün bunlardan ameli neticeler çıkarmağa teşebbüs edeceğim. İngiliz karakterinin ne olduğunu tarife teşebbüs ile işe baş- lıyalım, ve bu maksatla, bu karakteri tevlit eden unsurları araş- tıralım. Bu unsurların birincisi iklimdir. İngiliz iklimi dünya- nın en kaprisli iklimlerinden birisidir: sabahleyin semanın vaziyetine bakarak o gün havanın nasıl olacağını tahmin etmek mümkün değildir, Saat on bir güneşini öğle sağanağı takip eder; ve işte Londralının kolunda her vakit takılı duran şem- siyesinin sebebi hikmeti budur. Belki İngiliz kararsızlığı, bu manzara ve mütehavvil havanın tesiri ile meydana gelmiştir. Zira İngiliz milletinden daha hareketli millet yoktur. İngilte- rede intihap neticeleri, sağanaklar gibi gayri kabili tahmindir. Fakat, kaprisli olmasına rağmen iklimin günde bir kaç saat olsun açık havaya çıkmağa müsaade etmemesi nadirdir: İngil- terede hava fenadır, fakat iklim sıhhidir; bu, bilâhare tekrar karşılaşacağımız bir fikirdir. İkinci vasıf: «Adalılık» vaziyetidir. Bu adalılık vasfı ancak muasır zamanlarda hakiki bir ehemmiyet kazanmıştır, ve çok kere söylenenin hilâfına olarak, on altıncı asra kadar İngiliz karakterinin teşekkülünde âmil olamamıştır. İngiltere büyük bir deniz kuvveti oluncıya kadar, Avrupa kıtasındaki diğer memleketlerin tabi olduğu tesirlere maruz kalmıştır. Bütün muhacir milletler kolaylıkla İngiltereye girmişler, (Selt) ler orayı fethetmiş, Romalılar orada yerleşmişler; İngilizler, Sak- sonlar, Normanlar bunların yerini almışlardır. Fakat Norman fethinden sonra kuvvetli bir hükümet ada- lılığın bahşettiği emniyet ve saadet elemanlarından istifade edebilmiştir. Üçüncü vasıf: Bir taraftan Romanın derin tesiri altında 2