Siyaset ve İktısadiyat 45 pren 6 — Binaenaleyh elimizde satacak veya yakacak 30 mil- zi yon tonluk buğday ve pamuk vardır. dağı Bu saydıklarım içinde hiç şüphesiz ki iki nokta dikkat na- Kiye zarınızı çekmiştir. Birincisi memleketin içinde bütün un ve va pamuklu ihtiyacının temin edildiğini ve ikincisi de elimizde sa- e tacak veya yakacak mal bulunduğunu söylemiş olmamdır. Mu- ksel- hakememe devam etmeden önce bu husustaki endişenizi gi- bile- dermek isterim. de Önce, memleket içinde bütün un ve pamuklu ihtiyacı > iz tatmin edilmiştir; çünkü bolluk devrinde işsizlik tasavvur edi- AL lemez. Binaenaleyh herkesin elinde un ve pamuklu ihtiyacını başabaş temin vasıtası olan parası vardır. Her ne sebeple olur- Ve sa olsun milli gelirden hisse alamamış bir kimsenin de tasav- saz vuru mümkün değildir. Çünkü siloları buğdaydan, ambarları pamuk kozasından çatlıyan bir memlekette bu çeşit bir zaval- li lının mevcudiyetini ancak ortodoks iktısat rejiminde tasav- k üç vur mümkündür. e Yakacak mala gelince, bu elbette söz gelişi bir mübalâğa e değildir. Maksadı daha kuvvetle izah için söylenmiştir. Dün- iştir. yada işsizlik ve bu yüzden açlık hüküm sürerken yakmak or- ola- todoks iktısat rejimlerine has bir cinayettir. Mal atılmaz, ne a pahasına olursa olsun dış piyasada satılır. Bu satışa ne kon- tenjan, ne de gümrük mâni olabilir. Bize mal satmak istiyen- ımuk ler, bizden mal almak mecburiyetindedirler. Memleketimize açılan kontenjanlara göre taksim etsek bile, kendilerile mür- tat nasebette bulunduğumuz milletler o kadar çoktur ki ne kadar zaman içinde stokumuzu elimizden çıkarabileceğimizi düşün- n iki mek bile abestir. ii Ortodoks iktısatçıların damping diyecekleri bu çeşit bir siye ; satışın dahili ve müstakar fiyattan yüzde elli eksiğine malımı- veya b zın elimizden çıkmasına sebep olduğunu farzedelim. Böyle bir ) beş z satıştan zarar ettiğimizi zannediyorsanız aldanıyorsunuz. Ni- v 5 çin? Çünkü (nüfus ve çalışma saatleri ayni kalmak şartile) e i toprak ve iş randımanımız artmıştır. Misalimizde 'istihsali- mah- 5 mizin beş misli arttığını farzetmiştik. Bunun da 25 milyon . tah- tona baliğ olduğunu söylemiştik. Plândan önceki istihsalimiz olan 5 milyon tonun da ihtiyacımıza kâfi geldiğini ilâve et-