Siyaset ve İktısadiyat z 51 muştur. Bunun neticesinde, mübadele cereyanlarında, autar- chie tabiri ile bellenen himaye sisteminin genişlemesi şeklin- de tezahür eden bir teşevvüş husule gelmiştir. Nihayet, bu autarchie'lerin içinde, sosyal meseleler ekonomik meselelere, yani taksim ve tevzi meseleleri istihsal meselelerine takad- düm etmiştir. İşte mübadele cereyanları bu umumi şerait dahilinde eski hallerine ircaa çalışılacaktır. Harptenberi müteaddit defalar toplanan konferanslar akamete uğramıştır; çünkü mevsimsiz- diler, yeni şerait nazarı itibara alınarak aktedilmiş değillerdi ve çünkü, arada geçen fasıla esnasında sanki hiçbir değişiklik olmamış gibi, eski liberalizm devrine dönüvermekle mübadele cereyanlarının eski hale ifrağı mümkün zannediliyordu. 1933 senesinde bile Londra, hâlâ bu büyük hayalleri beslemekte idi, Milletler arasındaki muvazene daima az çok zayıftır. Fakat Harbi Umuminin 1914- 1918 denberi tevlit ettiği mmuvazene inki- taı, şümulü itibarile, on altıncı asırda, modern çağların başın- da vukua gelen inkıtaı hatırlatmaktadır. Yirminci asrın bida- vetinde de, bazı değişikliklerle buna benzer bir vaziyet var- dır. Mukayese hususunda fazla ileri gitmeden diyebiliriz ki, dünya üzerinde, kuvvetler arasındaki münasebet değişmiştir . ve Britanya İmparatorluğu, ayni hâkim mevkii muhafaza et- memekte ve bu vaziyete, şimdi, Amerika Birleşik Devletleri sahip bulunmaktadır. Bunun neticesinde de, kapitalist hamle, iş mihverini Pasifiğe doğru tebdili mevki ettirmektedir. Atlântikten Pasi- fiğe:; Altıncı George'un tetevvüç merasimi, İngilterenin hayati- yetini ispat etmiştir. Fakat hakikat, İngilterenin, denizler hâ- kimiyetini kaybettiği merkezindedir. 1914 harbi, Birleşik Amerika için kat'i bir dönüm noktası olmuş, onu, borçlu mev- kiinden bütün dünyanın alacaklısı mevkiine çıkarmıştır. Di- ğer taraftan, İngiltere, âli menfaatleri iktızası, Pasifiğe tevec- cüh etmiş ve orada, Avrupa devletlerinin yokluğundan bilisti- fade büyük ve muzaffer bir devlet haline gelen Japonyayı bul- muştur. İş muvazenesi, böylece bir denizden öbürüne geçer- ken, Avrupada milletler muvazenesi de bellibaşlı iki hâdise