ihranda, ri mad- münev- lı âmil isi şart sanı ve iteferrik aarif 1s- imi ma- ı olarak n tasav- iklopedi ilde ha- ve teç- lâfi ede- kemmü- mükem- ının ya- bu dev- ve ma- ahip de- yardım ve şuriş yalnız fıkdanı, yıtsızlık, , şayanı fikir ve at görü- inat etti- ıf etmek an idare azenesiz- ler tara- inhilâle İlim ve Fen 11 mahkümdur. Halbuki, asrımızın başlıca hastalıklarından biri- si entelektüel ve mümtaz sınıfın manevi bir tedenni içinde bulunmasıdır. Sokrat, ahlâkın bilgi olduğunu söyler. Bu kısmen doğru- dur; çünkü «lâahlâki» lik ve «gayriahlâki» lik, cehaletten ve idraksizlikten ileri gelebilir. Fakat, ahlâkın, objektif ilimden büsbütün başka sahada, imperatif bir mahiyeti vardır. Filozof Kant ve âlim Henri Poincar& bu hususta mutabıktırlar. Ahlâk noksanı ilmi müktesebatla telâfi edilemez. Bugünün icraat sahnesine daha malümatlı değil, belki ve bilhassa daha şuur- lu güzidelerin çıkması lâzımdır. Welis'in teklif ettiği dünya ansiklopedisi, yapılırsa, istik- balin ilim ve edebiyat hazinesini zenginleştirebilir. Fakat bu- gün, bazı entelektüel muhitlerde hüküm süren bilgi ve şuur buhranına deva olamaz. J. DELEVSEY