a6 Her Ay Kutru 0-1 milimitre olan plâtin makkablarla kobay kulakla- rında yapılan tecrübeler bu nazariyenin doğruluğunu gösteriyor- sa da şu itiraza hedef olmaktadır. Neden hariçten gelen mürek- kep veya mahlüt ses dalgaları kulak mekanizmasile mürekkible- rine ayrılıyor ve sonra beyinde gene birleştiriliyor? Madem ki. beyindeki ihtisas mürekkep olacak, neden orta safhalarda mü- rekkeb dalga basit notalarla ayrılsın? Darbe veya telefon nazariyesine göre iç kulağa giren miha- niki ihtizazlar işitme ihtisasını hâsıl eden elektriği darbelere müncer oluyor. Yapılan araştırmalara göre bu nakil keyfiyeti ne tamamile mihaniki ve ne de elktriği mahiyette olmayıp daha ziyade Elektroşimik mahiyettedir. Sesin kulak zarından beyine saniyede 120 metreye yakın süratle gitmesi bize bu kanaati ver- mektedir. Kedi, kobay gibi bir takım hayvan kulakları üzerinde radyo amyplifikatörlerile yapılan tecrübeler bu nazariyenin sıh- hatini isbat etmektedir. Bu tecrübelerden anlaşıldığına göre kav- kaâdaki his hücreleri daha ziyade kimyevi faaliyette bulunarak ses dalgalarının mihaniki ihtizazlarına iyi uyuyor. Bunların mü- teessir ettikleri beyin sinirlerindeki elektriği darbeler müteka- tidir. Yukarıda söylediğimiz gibi basiliar membrane'daki çubuk- ların rezönans frekansları, şekilde görüldüğü gibi, saniyede 10 ilâ 15000 arasında değişmektedir. Kavkaânın dibindeki pencere- ye yakın çubukların rezönans frekansları yüksek ve zirvedeki çu- bukların frekansları ise küçüktür. İki nazariyenin mukayesesi üzerinde tecrübe yapan müte- hassıslardan H. Davisin iddiasına göre, perde ihtisası ikaz edilen sinir elyaf grupuna bağlı olup deşarj frekanslarına bağlı değildir. Sesin şiddeti ise ikaz edilen sinir elyafının mec- mu adedine bağlıdır. Hâsılı kulak mekanizmasının ne suretle çalıştığı henüz iyi anlaşılamamıştır. Rezonans nazariyesine göre bir sun'i kulak yapmak lâzım gelirse binlerce amplifikatörü Dolmabahçe sarayı kadar büyük bir binaya doldurmak icab eder ki bunun kıymeti bir milyon İngiliz lirasını geçer. Halbuki kulaklarımız günde üç beş kuruşluk masrafla kendi işini kendi görür ve tamirlerini yapar,