22 Her Ay K e m li Me ni dönüm noktası, bir taraftan beşeri kabiliyetlerin serbest inki- şafına doğru bir başlangıç teşkil ettiği gibi diğer taraftan da yeni icatlar dolayısile adam oğlunun, tabiat kuvvetlerine karşı sonsuz temellükünün de hir başlangıcıdır. Şehirlerin inşası için lâzım olan sermaye, serbest çalışma sahasına kavuşan insan e- meğinden, ve daha çok geniş bir mikyasta adam oğlunun arzu- suna münkat kıldığı tabiat kuvvetlerinden akmağa başladı. Kuvvetli sermaye teşekküllerinin meydana geldiği ve makine kuvvetlerinin her gün artan bir şiddetle kullanıldığı bir devir- de, Avrupa şehirleri evvelce düşünülmesi mümkün olmıyan bir inkişafa mazhar oldu. 4 — 1929 senesi, hiç şüphesiz, şehir inşaatı bakımından dün- ya tarihinde yine bir dönüm noktesı olacaktır. Çünkü o sene i- çinde, Amerika'da başlayıp Avrupaya da sirayet eden dünya buhranı, şehir inşaatçılarının da gözlerini açtı ve onlara şu ha- kikatı gösterdi: Bir taraftan beşeri kabiliyetlerin serbest inki- şafı, diğer taraftan tabiat kuvvetlerine hemen hudutsuz tahak- küm edilmesi yüzünden, şehirlerin inkişaf seyri öyle bir yol tutmuştur ki bilhassa iktisadi sebeplerden dolayı bu inkişaf seyrini durdurmak lâzımdır. On dokuzuncu asırda sermaye ve makine, şehir inşasında, bu iki unsurun hakiki mahiyetlerine uygun bir şekilde kullanılmadı. Bilâkis bunlara da tahakküm edilerek çok geniş mikyasta müdahhar kuvvet zayiatına sebe- biyet verildi. 9 — dir bir çerçeve içinde kalması zaruri olan bir konfe- ransta 1929 dan sonra şehir inşasında taayyün eden yeni ikti- sadi istikametlere kısaca temas edeceğim. Yalnız şunu söyliye- yim: Şehir inşasında bir taraftan sermaye, diğer taraftan ma- kinenin gittikçe büyüyen müdahalesi âmme iktisat sahasile, hu- susi iktisat sahaları mefhumlarını gittikçe bariz bir şekilde 'te- bellür ettirdi. Hakikaten bu gün âmme nakil vasıtaları, yani demir yollarını, tramvayları, otomobil, otobüs hatlarını, tay- yare, posta, telgraf, telefonu düşünür; sokak, köprü, liman, su, elektrik, gaz ve saire tesisatını göz önüne getirecek olursanız, âmme iktisadı tâbiri içine soktuğum bütün bu tesisatın hususi iktisatla ne kadar girift bir hale geldiğini ve hususi iktisadın