Felsefe, Ruhiyat ve İçtimaiyat Sİ Psikoloji ve fizyolojide olduğu gibi, fizik yolundan da kâi- natın bu dinamik manzarasını bulabiliriz: Riyazi fizik ilk ba- kışta imkân ve zamanı kuşatan elektro manyetik bir faaliyet sa- hasını tazammun eder. Eski fizik ise tabii dureeyi ve vak'aları ancak harici (extrinsögue) şeniyetlerile yani parçalar ve kr- sımlar olmak üzere nazarı itibara alıyordu. O mekân - zaman mütemadisinden ibaret olan şeniyeti tecrid ederek onu yalnız mekâni sabit ayn (entit&) ler mecmuu gibi görüyordu. Bunun sebebi eski fiziğin ilim lisanının on yedinci asır materyalistleri- nin fikirlerinden müştak olması idi. Tabii vak'anın mahiyeti hakkındaki bu tah- lil, tarihi vak'a ile onun arasında mukaye- se yapmamıza imkân hazırlar. Tarihi vak'a - filhakika - bir cihetten devam (dur&e) olmak itibarile bir tip teşkil eder, diğer taraftan (&v&nement) olmak itibarile her an bu tipin bütünlüğü içinde değişmeler ve yenilikler suretinde te- zahür eder, Bu suretle onda tabii vak'anın bütün vasıfları bu- lunur. Tabiat ile tarih arasında hiçbir ikilik düşünülemez: Tabiat bizzat tarihtir. Yeni fizik (Thermodynamigue) sahasında «gazlar hareki nazariyesi» nde, bilhassa atom âleminin «mevceler mihaniki»> n- de bir illiyet determinizmi yerine istatistik bir determiniz- mi mevcud olduğunu meydana çıkarmış; ve tabiatin zahiri manzarası olan ilk perde kaldırıldığı zaman orada collectif hâdi- selerin ve geniş bir determinizmin hâkim olduğu farkedilmiştir. Böyle bir determinizmde «vak'a» lar ancak en geniş nisbetlerde ve bütünlüklerile nazarı itibara alındıkları zaman muayyen ve zaruridirler; fakat teferrüatta, bu bütünün parçalarındaki te- nevvüleri itibarile muhtemel (probable) olarak görünürler. İşte tabii nizamda gördüğümüz bu geniş determinizm manzarası ay- nile tarihi oluşun da bariz karakterini teşkil etmektedir. Orada da vak'anın devamınca - bütünlüğü itibarile - bir zaruret görün- düğü halde vak'anın parçalarındaki değişmeler tarihi ihtimali- yeti vücuda getirir. O derecede ki tarihi vak'alar bir cihetten statistik bir determinizme bağlanabilir; orada insanların cüzi Me epey irene ee ee DA ee m a ai Yeni ilim ve tarihi diyalektik: (Erlebniss) ile yalnız psikolojik bir tahlil yapıyordu. Bilâhare Hus- serl tarafından bu n esaslı bir felsefi usul haline getirildi.