1d6 Her Ay — Bana bir nargile ısmarla, bir de sen iç! dedi. — Sizin için hay hay dedim.. Fakat bana dokunur, hasta olurum... Alaylı bir homurtile razı oldu. Beni beğenmediği belli idi. Nargilesi gelince bir de sandalya istedi. Kahvecinin getirdiği iskemleyi: — Şöyle bir efendice oturalım diye altına çekti, sonra ha- kikaten düşman bir sesle bana döndü: — Hasta olursan ne olur ki dedi. — Ne olacak, hiç dedim, hasta olurum, güzel bir şey mi hastalık? — Belki de ölürsün değil mi? diye yapma bir anne şef - katile mahzun mahzun sordu. Ah sen ölürsen dünya ne ya - par? Zavallı dünyanın sensiz halini düşün, aman kendine iyi dikkat et... Ve mütearrız bir hareketle paltomun yakasını, soğuk almı- yayım diye düzeltti. Bittabi bu mânasız sözleri kızmadan dinlemek kabil de- ğildi. — Niçin, dedim, böyle konuşuyorsunuz, daha yeni gör. - dügünüz bir adama bu sözler söylenir mi! — Vah yavrucuğum, vah! neredeyse ağlıyacak... diye alay etti: Bu kadar yumuşak olduktan sonra insan ne diye ya- şamak zahmetine katlanır — Yumuşak veya katı dedim, bu dünyada yalnız ben mev- cud değilim ya... Benim gibi ve benden zayıf milyarlarca mevcud var hepsi yaşıyor ve hepsi ölüyor ve büyük bir ima kasdile ilâve ettim: — Benden kuvvetliler de beraber... — Şüphesiz, dedi, şüphesiz senden yumuşak ve zayıfları da var. Fakat onlar hadlerini biliyorlar.. Gözleri yarı karanlıkta, ateş gibi parlıyordu. Sen, cüssene bakmadan kâinatı fethe kalk- mışsın... dolduracağın çukurun dışında işin ne? Benim şahsım- da bütün insanlıkla konuşuyordu. Sesi çok geniş bir kalabalığa söylüyormuş gibi tok ve yüksekti. Oyunu olduğu gibi kabul et- tim. — İyi amma, dedim, bunda muvaffak ta oluyoruz! 7 s g T