50 ğ Her Ay nu felsefesi dışında bırakan Spencer, tekâmül felsefesile âdeta parçalamak ve ilimlere dağıtmak suretile onun yerini tutmak istemiştir. Ona göre tekâmülde hâkim olan en umumi kanun te- faruk (diffâr entiation) kanunudur. Spencer nazarında beşeri hürriyet te bu kanunun bir tezahürüdür. Fransız içtimaiyatında ondan mülhem olan Durkheim için de yüksek cemiyetlerde görülen hürriyet şuuru ferdileşmenin, o da alelümum içtimai tarklaşmanın bir neticesidir. Cemiyette tonksyonlar ve ona bağlı olarak fikirler farklaştıkça insanda intihab ve tercih yapabilmek imkânları meydana çıkar. Böylece beşeri hürriyetin en bariz va- sıflarından biri olan tercih ve intihab imkânı, mihaniki tekâmül kanunu ile izah edilmiştir. Bu cereyanın hürriyete diğerinden daha geniş bir mana verdiği görülüyor. Fakat nihayet burada da hürriyet fikrinin, mürekkeb bir uzviyetteki bir hücre ile tek hücreli bir uzviyetin farkı derecesine indirildiği meydandadır. Sırf böyle bir tevil üzerinde münakaşaya girmek faydasızdır: Çünkü o, kendi zamanındaki fizik felsefesinin doun&eslerine uy- gun ve tamamile münsecimdir. Böyle bir tahlil ancak yeni ilimle mihaniki tekâmülcülüğün izahı arasında mukayese yapıldığı za- man mümkün olabilir. Hâsılı görülüyor ki, tarihi determinizm telâkkilerinde beşeri hürriyet fikri - esas itibarile - zaruret fik- .rine irca edilmiştir. Tarih felsefesinde meydana çıkan bu anti- P. Lavroff; nomie bir kısım mütefekkirlerde - gördü- gümüz gibi - sarih bir vaziyet almağa mâni olmamışsa da büyük bir kısmını telif veya terkib şeklinde bir sureti hal aramağa sevketmiştir. Şüphe yok ki bu mecburi- yet her iki davanın az çok ayni kuvvette ve birbirini nakzedemi- yecek kadar haklı görünmesidir. Nitekim tarihte hürriyeti za- ruretle telif için yapılan teşebbüslerden biri «Pierre Lavroft) a aittir, Ona göre âlemde determinizm hâkimdir. İlliyet kanunu istisna tanımaz. Fakat bu kanunun neticesi müşahhas hürriyet ve mesuliyetimizin şuurudur; ve bu şuur fiili bizi hür yapmağa kâfidir. Biz kendimizin, hür olduğumuza inandığımız için hürüz. Filhakika hürriyet yalnız zahiridir. Fakat gece gündüz nasıl za- hiri olduğu halde zaruri ise bu da öyledir. Tabiat sırf zaruret,