116 Her Ay beliriyor ve her edebiyat hareketinin, her edebiyatçı yüzünün yalnız sosyal tarafı ışık alıyor. Büyük ferdiyet farikaları, san- atkârı eserine bağlıyan hususi yaratma zaruretleri ve bütün psikolojik âmiller tamamile karanlık bırakılmıştır.» Peyami Safa'nın bu işareti çok yerindedir. Yalnız dikkatin- den kaçan nokta, benim böyle devir taksimleri yapmadığım ve onları indi bir tasnife tabi tutmadığımdır. Kitabın başlangı- cında söylediğim gibi cemiyet hayatının duraklarını aldım ve bunların içtimai şe'niyetlere uygun olduğunu da gösterdim. Peyami Safa'nın söylediği gibi, benim kitabımın usul ve siste- mi içinde büyük edebiyat iyaratıcılarının ferdi farikalarının, şahsiyetlerinin, orijinal taraflarının kaybolması noktası mü- himdir, Fakat ben, kitabımda edebi müesseseleri başlı başına bir bütün olarak aldığım için, şahıs tercümei hallerinden ziya- de bir müessese tercümei hali vücude getirmek istedim. Bu ter- tip içerisinde büyük şahsiyetlerin ayrı ayrı etüdlerini yapınak plânıma dahil değildi. Bununla beraber Peyami Safa'nın ileri sürdüğü şekilde etüdlere ihtiyaç olduğunu en yakın duyanlardan biriyim. Bun- dan on sene kadar önce (Milli Mecmua) da Abdülhak Hâmi- din (Yaratıcı muhayyile) bakımından tetkiki hakkında neş- rettiğim uzun makale, kendisinin istediği yolda yazılmış bir denemedir. Bunda şairin, eserlerini vücude getirmekte hangi hayal unsurlarını aldığını, onları nasıl bir mekanizme içerisin- de terkip ettiğini belirtmeye çalışmıştım. Diğer bakımlardan da bu etüdü tamamlayıp neşretmek istiyorum. Bunlardan başka bir de edebiyatımızın nevilere göre tet- kikini yapmak lâzımdır. Meselâ roman, hikâye, lirik şiir, epo- pe gibi nevilerin muayyen bir zamanda, veya kaynaklardan bu güne kadarki gelişinde nasıl bir hat üzerinde seyrettiğini ince- lemek nekadar faydalı olur. Tanzimattan sonraki devir için Mustafa Nihad'ın metinlerle vesikalandırılmış olan edebiyat tarihi, son zamanlar için Behçet Yazar'ın genç romancılarımız hakkındaki küçük bir etüdü birer başlangıç sayılabilir. İndi ve şahsi intibaların tesbiti itibarile İsmail Habib'in Teceddüt e- debiyatı tarihi de kıymetli bir eserdir. Hiç klâsik olmayan ve sınıf kitabı olmaya istidatlı bulunmayan bu eser, sanatkâr üze- yi ie ği mM id PA m m ti