20 Mart 1939 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 30

20 Mart 1939 tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Siyaset, İktisadiyat ve İçtimaiyat 29 görmediğinizi göstermek için kendimde bir kuvvet buluyorum. Garp şehirlerinin dahi görmedikleri ve yahut istifade etmedik- leri bu zenginliklerden bu münasebetle bahsetmek istemiyo- rum. Biraz evvel şehir iktisadında masarifi umumiye hesabının küçültülmesinden ve âmme iktisadiyatı sahasında görülen bo- şuna çalışmaların bertaraf edilmesinden bahsederek bu servet kaynaklarına kısaca işaret etmiştim. Bu kaynaklardan faide temini her şeyden evvel bir organizasyon meselesidir. Ve an- cak devlet tarafından muayyen bir plân dahilinde idare olunan bir iktisat sistemi dahilinde hallolunabilir. Benim burada bah- setmek istediğim zenginlikler tamamile başkadır. 21 — İstanbul'un hiç şüphesiz en büyük serveti, Marmara ve Adalar denizine doğru uzanmış olan ve hiç bir yerle muka- yesesi mümkün olmayan tabii mevkiidir. Acaba dünyada han- gi şehir vardır ki daimi surette mavi bir gök yüzüne, tatlı rüz- gârların serinliğine, ılık bir güneşe, yıldızlarla dolu berrak se- maya, gurup zamanları denizle gök yüzünün birleşmesinden do- gan renk demetlerine malik bulunsun? Sizler bu servetten na- sıl istifade edersiniz? Bu suale şöyle cevap verebiliriz: Elinde bulunan altın madenini tahrip eden bir insan gibi. Geliniz bir defa da tamamile objektif olarak Beyoğlunu gözden geçirelim, pek âlâ biliyorum ki inşasında müessir olan- ların derhal tevkifini icap ettiren şehir parçası Türklerin eseri değildir. Bilâkis para kazanmak gayesile hareket eden ecnebi- lerin eseridir. Fakat bugün dahi şehrin bu semti bana büyük mikyasta bir sermaye emme mahalli olarak geliyor. Burada şahidi olduğumuz hareket şudur: Buralara, kâr etmek ümidile her sene bir takım yeni apartımanlar yapılıyor, fakat her se- ne yeniden inşa olunan apartımanlar bir sene evvel inşa edilen apartımanların bu kâr ümidini ortadan kaldırıyor, ve bu va- ziyet böylece devam ediyor. Şehrin bu kısmı için şunu iddia edebilirim: Burada tek bir apartıman yoktur ki kendisine bağ- lanmış olan sermayenin en aşağı yüzde ellisini hemen bir ba- tn içinde kaybetmemiş olsun. Fakat sermayeye böyle mua- mele etmek doğru mudur? Hayır, sermaye çok hassastır. Eiendisinden intikam alır, ona olan itimadını kaybeder ve ka- çar, nereye gider?

Bu sayıdan diğer sayfalar: