Siyaset, İktisadiyat ve İçtimaiyat 29 görmediğinizi göstermek için kendimde bir kuvvet buluyorum. Garp şehirlerinin dahi görmedikleri ve yahut istifade etmedik- leri bu zenginliklerden bu münasebetle bahsetmek istemiyo- rum. Biraz evvel şehir iktisadında masarifi umumiye hesabının küçültülmesinden ve âmme iktisadiyatı sahasında görülen bo- şuna çalışmaların bertaraf edilmesinden bahsederek bu servet kaynaklarına kısaca işaret etmiştim. Bu kaynaklardan faide temini her şeyden evvel bir organizasyon meselesidir. Ve an- cak devlet tarafından muayyen bir plân dahilinde idare olunan bir iktisat sistemi dahilinde hallolunabilir. Benim burada bah- setmek istediğim zenginlikler tamamile başkadır. 21 — İstanbul'un hiç şüphesiz en büyük serveti, Marmara ve Adalar denizine doğru uzanmış olan ve hiç bir yerle muka- yesesi mümkün olmayan tabii mevkiidir. Acaba dünyada han- gi şehir vardır ki daimi surette mavi bir gök yüzüne, tatlı rüz- gârların serinliğine, ılık bir güneşe, yıldızlarla dolu berrak se- maya, gurup zamanları denizle gök yüzünün birleşmesinden do- gan renk demetlerine malik bulunsun? Sizler bu servetten na- sıl istifade edersiniz? Bu suale şöyle cevap verebiliriz: Elinde bulunan altın madenini tahrip eden bir insan gibi. Geliniz bir defa da tamamile objektif olarak Beyoğlunu gözden geçirelim, pek âlâ biliyorum ki inşasında müessir olan- ların derhal tevkifini icap ettiren şehir parçası Türklerin eseri değildir. Bilâkis para kazanmak gayesile hareket eden ecnebi- lerin eseridir. Fakat bugün dahi şehrin bu semti bana büyük mikyasta bir sermaye emme mahalli olarak geliyor. Burada şahidi olduğumuz hareket şudur: Buralara, kâr etmek ümidile her sene bir takım yeni apartımanlar yapılıyor, fakat her se- ne yeniden inşa olunan apartımanlar bir sene evvel inşa edilen apartımanların bu kâr ümidini ortadan kaldırıyor, ve bu va- ziyet böylece devam ediyor. Şehrin bu kısmı için şunu iddia edebilirim: Burada tek bir apartıman yoktur ki kendisine bağ- lanmış olan sermayenin en aşağı yüzde ellisini hemen bir ba- tn içinde kaybetmemiş olsun. Fakat sermayeye böyle mua- mele etmek doğru mudur? Hayır, sermaye çok hassastır. Eiendisinden intikam alır, ona olan itimadını kaybeder ve ka- çar, nereye gider?