110 Her Ay Sen ve ben, isminden de belli, sevgilisile kendi arasındaki aşk tahassüslerini anlatıyor. Bu aşk romantik değil, mistik de- ğil; hatta lirik değil, kahramanane hiç değil; fakat bu ask sa- dece maddi mi, sadece şehvet mi, sadece uzvi bir ürperiş mi? Hayır, böyle de değil; bu aşka yer yer ince bir psikoloji sinmiş; fakat bu aşkın şiirinde psikoloji başka bir mayie konmuş bir esans gibi kendini göstermeden kokusunu ve lezzetini tattırı- yor, o kadar. Asri aşk dedikleri galiba bu olacak, bu aşkta psi- koloji ancak yelpaze rüzgârı kadar esiyor: «... Artık bizim devrimizde aşk ve kalb kelimelerini ma- jüskülle yazmak biraz gülünçtür. Biz hiç bir şeye yaramıyacak kelimeler kullanırız. Dev gibi iri kelimeler. İri ve... tehlikeli. ... Biz o kelimelere tırmanarak yükseğe çıkarız, yüksekte başımız dönmüştür, fakat görürüz ki aradığımız hakikat çık- tığımız yerde değil... Senin kalbin, benim kalbim, rica ederim, bırak bu kelimeleri, kalb yok biz varız. Biz biz olalım.» «Talih» şiirinde şöyle diyor: «Sen, biribirimiz için doğduk, dedin. Fakat düşün, bizim bu basit aşkımızı hakikatleştirmek için ne kadar hadiselerin, tesadüflerin ve talihlerin birleşmesi lâzım geldi. Düşün ki bizim bu derbeder başlarımız birleşmeden önce biz ap ayrı ve birbiri- mizden habersizdik, Zaman, bu çok uzun; dünya, bu çok bit- yük; tesadüf olmasaydı nereden buluşurduk... Zavallı aşkımız, bu uçsuz bucaksız tabiatın derinlikleri içinde... Bir heves, bir baş ağrısı, bir bilmem ne?» Evet hiçten tesadüflerle doğan aşk vine hiçten tesadüfler ve sebeplerle ölüverir. «Piyano» şiirinde de kıskançlığı şöyle anlatıyor: « — Niçin bu kadar kıskançsın? Sana sadıkım, ancak seni seviyorum, seni sevmemek imkânsızdır. Bütün erkekler için- de bana en ince, en tatlı, en duygulu ve en zeki görünensin. Hain, öyleyse niye korkuyorsun? Ancak seni seviyorum.» Sevgilinin, doğru söylediğini biliyor. Onun kalbi ne sev- mediği bir erkeğe kendini kaptıracak kadar zayıf, ne sevdiği erkeği sevmiyecek kadar dikbaş ve delişmen değildir. Biliyor, sevgili kendine sadıktır, fakat... «Fakat madem ki beni başka- larından daha mükemmel diye seviyor, benden daha mükem- sili