20 Mart 1939 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 69

20 Mart 1939 tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 69
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Felsefe, Ruhiyat ve İçtimaiyat 69 takdir etmelidir.» Felsefeyi sanata yollayan bu fikir de Valery- den evvel mevcuttu, İlim, vâkıalar sahasına monopol koyduk- tan sonra filozofun edebiyattan başka sığınacak yeri çoktan kalmamıştı. Yine Valery: «Evet, diyor, an'anevi felsefenin bü- tün bu tecritleri bana iptidai «primitif» eserler gibi görünü- yor. Tabiri mazur görünüz, felsefenin bahsettiği bütün bu me- seleler ve bilgilerde bir safderunluk vardır .Meselâ râalit& ve causalit& mefhumları bana pek kaba görünüyorlar. Sarih ta- riflerini vermeden mücerret kelimeler kullanmak, tamamile şairane bir işle teknik lisana ait bir müesseseyi birbirine ka- rıştırmak değil midir.?» Şimdiye kadar felsefe düşüncesinin kendi kendini tenki- dine iştirak eden mütefekkir, lisana ait bir probleme girerek daha yüksek sesle konuşmaya hak kazanmış oluyor. Ona göre: «Bütün metafizik bir lisan aczidir.» Butun felsefenin ve meta- fiziğin dibinde kelimelerden baçka bir şey yoktur. «Zaman, mesafe, sonsuzluk hep elverişsiz kelimelerdir. Her sarahat kazanan bir kaziye bu kelimeleri terk eder.» «Her filozof fel- sefeye bir terminologie, tabir ve ıstılah sistemi ithal etmiştir. Fakat hiç bir vaziyet gösterilemez ki orada filozofun ithal etti- ği tabirler, formülünün kıymeti üstünde yapılan münakaşayı manası üstünde yapılan münakaşadan kurtaracak bir sarahat- le tarif edilmiş olsun.» Bir başka yerde de diyor ki: «Biz kolayca «hak» tan, «ırk» tan, «mülkiyet» ten bahsedi- yoruz. Fakat hak nedir, ırk nedir, mülkiyet nedir? Bunu hem biliyoruz, hem de bilmiyoruz. «Böylece bütün bu - ayni zamanda hayati ve mücerret mefhumlar - ,milletlerin ve devlet adamlarının kafalarında in- sanların mukadderlerini, saadetleri ve felâketlerini, hayatları ve ölümlerini idare eden fikirleri, projeleri, muhakemeleri, ka- rarları vücude getiren bütün bu tabirler, müphem ve teemmü- le gayri salih sembollerdir. Fakat yine de insanlar bu tarif ede- medikleri tabirleri kullanırken birbirile pek âlâ anlaşabiliyor- lar, Her biri ayrı ayrı tetkik edilince karanlık ve herkese göre fark eden bu tabirler, onlara net ve kifayetli görünüyor.»

Bu sayıdan diğer sayfalar: