68 Her Ay Paul Valöry, Descartes ve Rembrandt'dan bahsederken «Filozofun meslekinde anlamamak esastır.» diyor. Bu şair ve mütefekkir için felsefe yapmak demek, bilmediği bir şeyden cehaleti nisbetinde bahsetmek demektir. «Ne olduğunu bilme- diğim felsefe, diyor, her şeyden bahseder. Onda hiç bir görü- şün devamını ve vasıta halisliğini göremiyorum.» Paul Valery'ye göre «Düşünce ayni zamanda hem kendi- sinden başka bir şey, hem de kendi kendisidir. Düşünce ken- dini düşünürken kendini bilmez, halbuki bilirim sanır.» Düşüncenin «reel» i sadık bir surette tercüme etmesine imkân yoktur, düşünce «reel» i tahrif eder. Çünkü o ayni za- manda hem kendi kendisi, hem değildir. Analecta'sında şu cümle var (sahife 14 - 15) : «Mahiyet itibarile her düşünce bir muvazaa olduğu için biraz tazyik edilip de ifrata vardırı- lınca, sarahati nisbetinde bir tezada düşer.» Bu şair de, şimdiye kadar behsettiğimiz filozoflar gibi fel- sefenin sübjektif bir karakteri olduğuna kanidir ve onun na- zarında bu, hiç bir doktrin münakaşasına tenezzül etmememiz için kâfi bir haysiyetsizliktir. Her felsefi sistem indi veya key- fi olunca hakikati ancak «Filozofun şahsi anlayış nizamı» ve «Muayyen bir şahsın ferdi temayülü» içinde mutalâa etmek mecburiyeti vardır. Diğer sistemlerin mevcudiyeti bu âlem- şümul olmak iddiasındaki azameti iflâs ettirmeye kâfi gelir. Makalemin başından beri gördük ki Valery'nin ve da- ha bir çok muasır fikir ve edebiyat adamlarının bu tenkitleri felsefe tarihine yabancı değildir. Filozofların pek çoğu felsefe tarihinin, böyle, düşüncenin şerefine hiç bir şey katmıyan bi- zans münakaşalrile dolu olduğunu itiraf ederler. Valery'yi ben bütün bir hakikat buhranının tarihinde aldığı son rolü tesbit için zikrediyorum. L&o Ferrero'ya yazdığı mektupta, «Felsefe, diyor, ancak başka bir istikamet almak şartile mevcut olabilir, yani sanat eseri olmak şartile.» Kendi tabirleri şu: «Fikirlerin sanatı, fikir- lerin nizamının sanatı, yahut fikirlerin nizamının kesretinin sanatı.» Bundan böyle felsefe kafası kendisini «İnşa kudreti ve mücerret şiir hürriyeti» içinde telâkkiye alışmalıdır. Dok- trinleri «İnceliğine, derinliğine, fikir güzelliğine nisbet ederek Mef KB O td e eme Aa öy Du