52 Her Ay .nek sevdasından vaz geçecek, başkalarının bu fikirlere işti rak edeceğini zor kabul edecektir. «Dünün filozofları kanaatlerini muayyen bir şeye bağl yorlardı. Her tarafın seyredebileceği emin bir yer bulmak is tıyorlardı. Yarının filozofu nereden geldiğini ve nereye gittiği- ni sormadan yaşamasını bilecektir, unutmıyacaktır ki yeni kıy- metler yaratarak her şeye bir mana vermek ve dünyayı tefsir etmek yalnız kendisine düşer.» Nietzsche nazarında hayat, birbirini takip eden nesiller arasında peşine düşülen, cihan mikyesında bir tecrübedir kı içinden muayyen ve kat'i neticeler çıkarmak imkânsızdır. Bütün tarih bize içinde fasılasız araştırmalar yapılan koca bir lavoratuar gibi görünüyor. «Filozof başkaları tarafından yapılan bu tecrübeleri hulâ- sa edecektir, bütün kıymetlerin manzumesini gözden geçire- cektir, eşyayı bin muhtelif noktai nazardan görebilmek ve kendi hayatından sayısız hayatları hulâsa edebilmek için bü- tün duyguları yaşıyacaktır. Fakat kazanılmış olan bu tecrü- belere nüfuz ederek bütün imkânlarını ölçtükten sonra vazi- fesi büyük beşeri tecrübeye yeniden başlamak ve yeni kıy- metler yaratmak olacaktır.» # Şimdi Nietzsche'den Dilthey'e geçiyorum. Onda felsefeden şüphe, doğrudan doğruya felsefe tarihi vâkıalarının ve sis- temler arasındaki bağdaşamamazlıkların mahsulüdür. Bu Al- man filozofu diyor ki: «Her zaman yeniden septisizmin (şüphenin) uyanmasına sebep olan şeyler arasında en kuvvetlilerinden biri, şüphesiz, felsefe sistemlerinin anarşisidir. Bunun hudutsuz tenevvüle- rini bize gösteren tarihi şuurla, her filozofun herkes için mu- teber bir hakikat bulduğunu iddia etmesi arasında öyle bir te- zat vardır ki, bu, mantıki her hangi bir itirazdan ziyade, şüp- he edene (septik) hak verdiriyor. Hiç kimsenin hudutlarını gö- remiyeceği bir kaos teşkil eden bu sistemlerin daima yeni şe- killer altında alabildiğine genişlediklerini görüyoruz. Yer yü- zünde filozoflar mevcut olduğu günden beri, her devirde, “bunların akideleri çarpışarak hep birbirinin zıddını söylemiş- "