Felsefe, Ruhiyat ve İçtimaiyat Şe dır: Zümreler, cemiyetler (ırklar) ve sınıflar arasındaki zıdlık bunun en bariz nümunesidir. Sınıf mücadelesinin nihayet bul- duğu veya hafiflediği bir cemiyette bile gene ihtiraslar çarpış- makta devam edecektir. Bilhassa insanın içinde sevki tabiilerle içtimai inzibat, veya vazife arasındaki conflit kaybolmıyacak- tır (11. Her nerede âmillerin zıdlığı varsa orada intihab ve ter- cih (choix) imkânı ve bunun neticesi olarak hürriyet (cüz'i ira- de) olacaktır. Ayni zamanda âmillerin zıdlığı, âmillerin çarpış- masını da doğuracaktır. Böylece, tarihi vak'aların âmilleri yalnız «içtimaı miyah» hattında toplanan sular gibi kendiliğinden: bir- leşmek, birbirine eklenip büyük bir yekün meydana çıkarmakla kalmıyacak; fakat zıd âmiller arasında birbirini yok etmek için doğan mücadele, her an yenileşmekte olan muvakkat muvaze- neler yapacak, bu da tarihi vak'aların devamındaki yaratıcılık ve yenilik vasfını meydana çıkaracaktır. Büyük adamların insani tarih oluşundaki rolleri ancak bu suretle anlaşılabilir. Onlar, ne tarihi determinizmin zıddı, ne de ona dışarıdan eklenmiş kuvvet- lerdir. Tarihi oluştaki «âmiller çarpışması» bizzat onun devamın- . daki yaratıcılık ve yenileşme vasıflarını; tabiatte «yeni teşekkül» ve insanda «irade» şeklinde tezahür eden bu vasıfları izah eder. 3. Nihayet tarihi determinizmde görülen diğer bir vasıf ta âmillerin mütemadiliğidir. Fizik, psikolojik ve fizyolojik vak'a- ların devam (durde) ında gördüğümüz bu vasıf, insani tarihin gutalarında da vardır. Tarihi vak'a, âmiller çarpışmasının bu- lunduğu her yerde, evvelden kistirilmesi mümkün olmıyan bir istikamette temadi eder. Fakat her şeyden evvel onun devamı ne müstakil parçaların, ayrılmış hâdiselerin yanyana gelmesin- den doğan bir mihaniki süreklilik; ne de tarihi hamlelerin vü- cude getirdiği fasılalı bir cereyan, yani bir süreksizlik (discon- tinuitö» dir. Fakat tarihi devamda bütün yenileşme ve yaratma- lar, tekâmüli zaruret «necessite &volutif» demek olan hakiki bir süreklilik vücuda getirir. Hilmi Ziya Kal şel nezle : (1) Bu meseleyi birinci felsefe yıllığında «Cemiyet ve marazi şuur» isminde makalede tetkik etmiştim. (Sayı: 1. Yıl: 19321.