127 Her Ay ber sâiklere nüfuz etmek ihtiyacı da artıyor. Üçüncü devre ki- taplarım: «Dokuzuncu hariciye koğuşu, Fatih - Harbiye ve Bir tereddüdün romanı» dır. Bunlarda çalışma hedefime daha çok yaklaştığımı sanıyorum, fakat kusurlarını farkettikçe her ese- rimin bana verdiği büyük utançtan kurtulamıyorum. Günün birinde kitaplarımı yeniden yazmak ve bastırmak en esaslı ka- rarlarımdan biridir. Yeniden yazmak için, zannederim ki bir kırmızı kalem kâfi gelecektir. Kusur telâkki ettiğim parçaları çizip atacağım. — Tezli romana taraftar mısınız? — Tezden maksat bir dava isbat etmek için yazılan roman- larsa bunlardan nefret ederim. Bir romanın hayatını evvelden çizilmiş bir kanaatin emrine tâbi kılmaktan daha sahte, roma- nın da, hayatın da asıl manasına aykırı bir iş tasavvur edemi- yorum. Fakat bir düşünce mahsulü her romandan bir değil, bir çok tez kendiliğinden çıkar. Bu, romanın manalarıdır ki münekkidin delâletile okuyucu tarafından çıkarılabilir. Roman hayattır; hayatın içimizde aldığı manadır; bu mana tek bir ka- lıptan ibaret değildir; hayat bir değil, bir çok şeyler isbat eder. Felsefede olduğu gibi romanda da «vahide irca» kalıba ve ölü- ye ircadır. — Sizde felsefe temayüllerinin fazla olduğu söyleniyor... — Felsefenin benim kafamda manası düşünmektir. Fakat filozofların ne düşünmüş olduklarını bilerek düşünmek, yani tekrardan kaçarak düşünmek... Yoksa ben an'anevi felsefeye hiç inanmadım ve onunla mücadeleye bile kalktım. Mecmua- nızın bu sayısına verdiğim ve bir konferansımdan çevirdiğim makalede görünen felsefi düşünceye karşı bizzat filozofların itimatsızlığı bende de vardır.. Bununla beraber, sistemleri aşan geniş manasile felsefeyi severim; felsefi olmayan hiç bir fikrin kıymeti yoktur; çünkü bu, bir fikir değil, sadece bir müşahe- dedir. : — Kendinizle Server Bedi arasındaki farkı izah eder misi- niz? — Server Bedi benim müsveddemdir. Üstünde az düşün- düğüm, az çalıştığım, mes'uliyetten nefsime beraet kazandır- mak için kullandığım bir maişet imzası... Bence «tefrika» oku-