Genç iken... Ezel diz çökerken önünde, ey put, Ebed renk alırken senden, ey taze, Ürperdin görünce yolda bir tabut, Benzini kül etti geçen cenaze... Bu elâ gözler ki ay ordan doğar, Bu inci sedefi kadar beyaz el, Bu alev yanaklar, bu kor dudaklar Ürpersin ölümden!... Niçin, ey güzel? Ölüme ne kadar yakınsa gönlüm © kadar uzaksın sen mezarlıktan... Bırak, fanileri titretsin ölüm, Sen, ondan değil, kork ihtiyarlıktan! Her asrın dilinde birer masaldı Onlar ki sen çağda erdiler sona, Nasıl genç öldüyse öyle genç kaldı Leylâ, Manon, Aslı ve Dezdemano... Sen de, ey ilâhlar ilâhı, dinle: Bir hayal ufkuna ruhun dalar da, Bin şiire sığmıyan güzelliğinle Yer almak dilersen hatıralarda, - En fazla, bir bahar hayatı yaşa, Ve bir mor salkımdan daha erken öl... Yar eli değmeden o kumral başa, Genç iken, güzelken, severlerken öl!... Faruk Nafiz Çamlıbel