36 Her Ay kullandığım bir cümleye avdet etmekliğime müsaade buyurma- nızı rica ederim: Kelimelerime biraz fazla kuvvet vererek büyük şehirlerin, mimarlar ve ressamlar tarafından değil, fakat bir milletin hayat sahasında kendisini gösteren (hayatiyet hamleleri) (azim ve iradesi) tarafından vücude getirildiğini söyledim. Hayatta ken- disini gösteren azim ve iradeden evvelâ sermaye kuvvetini an- ladığımız, ve bu sermaye kuvvetinin, şehir yapıcısına büyük eseri için inşa malzemesini verdiğini tebarüz ettirdikten son- ra, şehir inşasında mimarların mevkiini biraz daha yukarı -sevi- yeye çıkarmak, ve ilk cümledeki (Mimarlar ve Ressamlar) tâ- birinin tesirini izale etmek isterim, Bununla beraber yanlış an- ladıkları bir san'at gururunun sevkile, kendilerini yalnız bir de- koratör addeden, ve modern şehir inşasının lüzumlu kıldığı, ekserisi şekil, teknik, içtimai, ve ekonomik meselelere nüfuz etmek istemiyen mimarlara karşı söyliyecek bir sözüm yoktur. Bu kabil san'atkârlar ne bugünkü, ne de yarınki şehir inşaatın- da bir fikir rehberi rolünü oynıyamıyacaklar, iktısad, teknik ve siyaset sahasında salâhiyet sahibi her mütehassıs tarafından birkaç darbe ile saf harici edilebileceklerdir. 85 — Gelecek zamanın şehir inşaatı, yirminci asırdaki ih- tisas nevini bir sentez haline sokabilen ve nazarlarını, geniş bütünlük, büyük şekil vahdeti üzerinde toplıyabilenler tarafın- dan başarılacaktır. Çünkü şekilsiz bir medeniyet tasavvur olu- namaz, bir millet hayatının bir şekle malik olmadan tarihe geç- tiği kabul olunamaz, ve nihayet şekil olmadan, azami refahımı- zı hissedemeyiz. Çünkü esasına bakılacak olursa hayat daima daha iyi bir şekle irtikaya çalışmaktan başka birşey değildir. 4l — Fakat yirminci asrın tarihçileri daha iyi bir şekle çıkmak için sarfettiğim mesaide, geçmiş asırlarla ölçülebilecek bir dereceyi bulduğumuzu her halde tasdik etmiyeceklerdir. Zamanımızın şehir inşasında elde edebildiği şehirlere, sathi bir nazar atalım. Zanneder misiniz ki, tatil seyahatlerinde Londra- ya, Parise, Berline, Romaya, Atinaya ve İstanbula gelerek bu- rada meselâ (1850) senesinden sonra inşa edilmiş olan binaları, kurulmuş mahalleleri görmek istiyeceklerdir? Yüzde yüz iddia ederim ki hayır.