64 Her Ay Ancak, şunu bilmeliyiz ki, ziruhların vücut buluşu, diğer ziruhlara hayat vermek içindir. Bunların, kendi yerlerine bı- rakacakları mahlükların mevcudiyetini temin ettikten sonra hikmeti vücutleri kalmamıştır. Bir noktayı daha düşünmek lâzımdır. İnsanların dünyadan çekildikten sonra geride bıraktıkları şey, yukarıdanberi mev- zuu bahsedilen nesnelerden ibaret değildir. Ruhi temayülleri- miz, duygularımız, düşüncelerimiz, sözlerimiz, hareketlerimiz- le, hayatımızda ve ölümümüzden sonra yaşıyacaktır. Artistle- rin, muharrirlerin, öldükten sonra, dünyada bir şey bırakmak emelile, yarattıkları eserlere istidat ve kabiliyetlerinin yettiği nisbette kıymet ilâve etmeğe çalışmaları bu endişeden başka bir şeye istinat etmez. Bütün bu mülâhazalardan sonra, ruhiyat mütehassısları- nın «ben» lik dedikleri mefhuma geliyoruz. Her fani nazarın- da, her seyden üstün olan bu «ben» kaziyesidir. Bedihi bir za- ruret olmasına rağmen, «bitmek» keyfiyeti, nazarımızda o ka- dar elim bir şeydir ki, düşündükçe, bunu mantıksız ve dünya- yı abes bulmaktan kendimizi alamayız. Yaşamanın, mütemadi bir tahavvül olduğunu kabul etmekle beraber, bu cihanşümul hadisenin bir noktasının, umumi ve ezeli kanundan hariç kal- masını isteriz. Yani, yaşamak mütemadi değişmek olduğuna göre, bu değişme keyfiyetinin ölüme kadar olan safhasını ya- şayıp orada kalmak, ileri gitmemek emelimizdir. Şu halde bu- nun manası, hem yaşamayı hem yaşamamayı istemek değil mi- dir?. İnsanın, öldükten sonra, eslâfa, memlekete, hemcinsine, mensup olduğu ırka, millete, yaşadığı müddet zarimdaki mük- tesebatından bir eser bıraktığını düşünerek, diğer mahlüklara nazaran, bizim, «devam etmek», «ölüme mukavemet etmek», «hayat ve mevcudiyet nefhetmek» için değil, belki yaşamak i- çin yaşadığımız meydana çıkar. Kahramanlık menakıbı bunun delilidir. Bir çocuğu, bir dostu kurtarmak için hayatımızı ko- layca tehlikeye koyuşumuz başka ne mana ifade eder? Roger LUTİGNEAUX