BİR YOL Yazan: Ahmed HAMDİ Birdenbire ayağa kalktı ve elile trenin penceresinden işa- ret ederek; — İşte, dedi, şu gördüğünüz küçük yol, Şu iki ağaç arasın- da tepenin eteğini kıvrılan patika... Fevkalâde hiç bir tarafı yok değil mi? Hemen her yerde bol bol rasgelebileceğimiz alelâde bir şey... Bununla beraber nereye gi On beş senedenberidir ki bu yolda her ay bir iki seyahat yanında ve onun etrafında döne gım hiç bir şey yoktur, yattığım kaya parçası, yalnız aydınlık ha- m bir ağaç ne bileyim hatta da- İku kendi kendime canlandıracak fakat yıllar var ki bu küçük yol gimiz bu dövülmüş kırmızı top- pyeni bir şey gibi seyrettim, Onu ürperdim, onda saadetlerin, has- lerin bütün güzelliğini ve şiirini duy- vada ürperen tepesini gördüğü ha alelâde bir işaretle bütün u kadar bu yolların âşinasıyım, parçasını, yol bile diyemiyece rak genişliğini daima yeni, ye her defasında görür görmez retlerin, beklenilen şey dum. Şüphesiz bunda ilk defa gözüme çarptığı tinin de mühim bir hissesi vardır. İstanbulda murlu bir günde ayrılmıştım, ilk çocuğum on günün hususiye- n soğuk ve yağ- gün evvel ölmüş-