Felsefe, Ruhiyat ve İçtimaiyat 47 gayretinde olanlar için bu tabii dıvarı veya Alexander'in tabi- rile bu «&mergence» i devam ettirmek kadar müsait bir şey o- lamaz. Fakat bir taraftan fizik âlemin mahiyeti hakkındaki ye- ni fikirler, diğer taraftan hayati vakaların doğuşuna ait araş- tırmalar bize bu ayırmanın tabiat şekillerine ait sathi bakıştan ileri geldiğini ve hakikatte - en derin uçurum gibi gösterilmek istenen - madde ve hayat fasılasının da çok şekilli tabiat olu- şunda bir safhadan başka bir şey olmadığını göstermektedir. Hayatın doğuşu hakkındaki bu yeni görüşü tebarüz ettirmek için şimdiye kadar bilinmekte olan kanaatlerin umumi şeması için- de onu hulâsa edeceğim. Malümdur ki, eskidenberi hayatın menşei hakkında iki kanaat vardır. Bunlardan birine göre hayat, muay- yen tabii şartlar içerisinde vücut bulan yeni bir fizi- koşimik mudiledir. O şartlar her nerede «tekrar» tahak- kuk ettirilebilirse hayatı yeniden meydana çıkarmak kabildir. Laboratuarlarda hayat yapmak için gayretler, bu ilk şartlara ulaşmak yolunda sarfedilen emekler hep esaslı mekanizm fik- rine dayanıyor. İlk hayati nizos'yu takrar elde etmekten - hiç olmazsa şimdilik - vaz geçenler de, ancak hayatın vücut buldu- gu, ilk tabii şartları.. arz üzerinde sun'i bir surette tekrar tev- lit etmek mümkün olmadığı fikrine istinat etmektedirler, Bu telâkkinin tamamile karşısında bazan âlimler, bazan filo- zoilar arasında çıkan diğer bir kanatle karşılaşıyoruz ki, ekseri- ya vitalisme ismini taşıyan bu fikre göre hayat, menşeleri itiba- rile bile maddeye ircaı mümkün olmıyan sui generis bazı vasıfla- ra maliktir. Hatta bizzat madde hayatın elinde bir âlet veya va- sıtadır. Hayati maddenin karakteri (maddenin zıddına olmak üzere) tav'i hareket (spontaneit&), yabancı maddeleri kendine irca ve massetmek (assimilation), ve bilhassa cehd (effort) dir. Bütün hayati vakıalar silsilesini fizik ve kimyevi hadiseler mudilesine irca etmiş bile olsak yine bu esaslı vasıflarla mudi- le, kendini vücude getiren maddi unsurlardan ayrılacaktır (1). (11 Bergson felsefesi ve onu takip edenler bu kanaatte oldukları gibi yeni vitalist diye tamılan Becher, Hans Driesch gibi filozojlar ve Amerikan pragmatistleri buna benzer bazı esaslardan hareket et- mektedirler.