— e e Kan — emk Portre ŞÜKRÜ KAYA Vekil olduğu gün, onun ismini çocuk hafızamda buldum: Şükrü Kaya, Ziya Gökalp gibi, soyadını öz adile beraber taşı- yan nadir uyanıklardan biridir. Şükrü Kaya, Vekil olmadan da vardı... O, Vekâlet koltuğuna, hemen memuriyet sandalyesinden kalkarak oturmadı. Matbuat yokuşundan da geçti: (Şişko) ve (Robenson), tercüme edebiyatımıza, o zeki kalemin mal ettiği iki sanat eseridir. Jid ve Ristten dilimize çevirdiği (İktisadi mezhepler) ise, hâlâ mezhebi meçhul ulema için, ilmin bir (Kitabı mukaddes) i olabilir. Şükrü Kaya, edebiyatı meslek olarak seçmedi. Fakat bu si- hirli sanatı, onun kaleminde ve dilinde daima yardımcı görü- rüz. Hukuk mezunu Şükrü Kayada, hukuk, iki ayrı kuvvet ola- rak yaşar: Başında bilgi, yüreğinde duygu., Filhakika, bu eski hukukçunun, hukuku cedideye dimağında ne kadar yer ayırdi- se, hukuku kadimeye de kalbinde o kadar mevki verdiğine şüp- he yok! Sükrü Kaya, Dahiliye Vekâletinde bir kayadır: Yüzünün kat'i çizgilerile sükün emreden bir kaya... Parti sekreterliğinde ise, bu kaya, içinden berrak heyecan- “lar fışkıran bir memba oluyor. Her Ay