İDİ Edebiyat ve Sanat 131 rafları ruh hamlesi için tasavvur edilemiyecek kadar taze ve hayat dolu görünüyor. Öyle ki, bu şahsiyet, felsefe ve iman için gürbüz bir rönesans'ın hareket noktası olacak hissini veriyor. Bu tahmin ne dereceye kadar doğrudu? Şuurlu veya şuursuz bu gün edebiyatımızda en büyük mü- essir Ömer Hayyam'dır. Kitap satışının bu kadar gülünç oldu- gu bir devirde Hayyam'ın yedi sekiz tercümesinin birden ba- sılması buna bir delildir. Halbuki şimdi Yunüs Emre, Ömer Hayyam'ın karşısına çıkmak üzeredir. Gölgeler âlemine teslim olan, yalnız bu dünyayı hakikat sayan felsefe ile dünyayı in- kâr ederek ve onun bütün zevklerine tükürerek, feragat etti- gi andan itibaren mes'ut olacağına inanan, mevcudata karşı nâmütanahi aşkı, başka bir tabirle mevzusuz aşkı müdafaa e- den ve olmak için ölmeyi şart koşan felsefe, Yunüs Emre için yapılan bayramlarda onun hayatından ziyade hayatının manası olan aziz meselelerinin tetkik ve tah- lili lâzımdı, Fakat onun hakkında yazılan ve söylenen şeylere bakılınca anlaşılıyor ki bu arzu henüz mevsimsizdir. Daha çok beklemek lâzımdır. Zaten onun garip talii uzun zaman bekle- mek ve sevildiği halde anlaşılmamak şeklinde tecelli etmiştir. Muayyen bir ölçüyü aşan her eserin talii böyledir. Uzun zaman bekler ve anlaşılmaz. Oscar Wilde'ın dediği gibi «bunlar henüz ortaya atılmıyan suallere cevap getirenlerdir. Zira sual cevap- tan çok kere korkunç surette geç gelir » Bununla beraber Yunüs Emre'nin eseri üzerinde hiç te tahlil yapılmamış değildir. Bursalı İsmail Hakkı ile Niyazii Mısri'nin (6tude) leri unutulmamalıdır. Bilhassa ince bir şair olan Niyazii Mısri'nin, nev'in âdeta küçük bir şaheseri olan tef- siri, fazlası veya eksiği olmıyan tam bir anlayış ve bedii bir (&conomie) nümunesidir. Mevzu Yunüs'ün «Çıktım erik dalına anda yedim üzümü» ismindeki, cahillere ekseriya alay mevzuu olan meşhur şiiridir. Bu hususta söylenilen yeni bir şey olma- dığı için karilerimize bu (&tude) ü en doğru şeklinde ve mev- zuu olan şiirle birlikte takdim ediyoruz. R Burhan TOPRAK