RAE LAK Rae Felseje, Ruhiyat ve İçtimaiyat 6l küvvetin heyeti mecmuası mahvolmuş değildir. Nesicler «du- mur» a uğrayacak, hüceyrelerde yeni teşekküller vukubulmı- yacaktır; cüzüler bir müddet devam edecek ve atom halinde dağılacaktır; bizzat atomlar dahi bozulacak, fakat, onları teş- kil eden elektronik enerji yine kaybolmıyacaktır. Şüphe yok ki bu yeni vaziyetle, hayatı teşkil eden vaziyet arasında, fezaya dağılan bu iptidai cüzüler ile, bunların evvelce teşkil ettikleri ' ziruh kül arasında çok fark vardır. İşte bu kül kaybolmuştur ve işte ölüm dediğimiz de onun kaybolmasıdır. Buna rağmen, hayata ait olan her şey mahvolmuş değildir. Elektronlar, ala- bildiğine dağılmış bile olsalar, bir fizikçinin dediği gibi «elek- tronlar, sadece elektronlar» la dolu olan kâinatın içinde yine bir yer tutacaklar ve bu elektronlara yayılmış olan enerji, ora- da, kuvvetli bir ihtimalle, basit cisimlerin atomlarını, mürek- kep cisimlerin moleküllerini ve canlı cisimlerin huceyrelerini teşkil edecektir. Yani, bizden bir parça olan şeyler, daha başka şekillerde, daha başka küllerin, başka vücutlerin, başka ziruh- ların aksamını teşkil edecektir. Esasen cevherin bu dağılış keyfiyeti, ölümden çok evvel başlar. Uzviyet, doğduğu andan itibaren, mevcudiyetinin ida- mesi için şart olan mübadeleleri, içinde tekekvvün ettiği mu- hit ile icraya başlar. Binaenaleyh, canlı bir mevcudun cesedi top- rağa iade edilmeden evvel, onun uzun zaman devam eden mev- cudiyeti esnasındaki hazım bakiyeleri, o mevcudun bizzat cevherlendiği tellurigue enerjilerin yenilenmesini temin etmiş- tir. ; : Burada, fasılasız, sonsuz bir devir vardır. Ziruh, toprağın mahsullerile beslenmiş, o mahsulleri başka şekillere kalbettik- ten sonra onların bir miktarını, her gün, toprağa iade etmiştir. Toprak da onlarla tegaddi etmiş, ayni ziruhun tekrar gıda al- mak için istihlâk ettiği nebatları beslemiştir. Bu hal, pek çok defa tekerrür etmiş, ve her defasında, uzviyetin aldığı ve baş- ka şekillere kalbettiği enerjinin harici muhit taharrüşünde kü- çük mikyasta bir ölüm hadisesi vukubulmuştur. Bu noktadan muhakeme edilince «hayat ölümdür» gibi tezadlı fakat müsbet bir tarif ortaya çıkmıştır ki, ölümü, hayatın inkıtaı halinde mu- hakeme etmemize artık meydan bırakmamaktadır.