170 Her Ay davulcusu gibi - Amedci efendi alıyor» der ve zahirde muhabbet ve hürmet gösterirdi. Galip Pasa, Sadarete gelince Pertev efendi de Divanı Hü- mayun beylikçiliğine getirildi. Daha sonra Reisülküttap. oldu. Azlinden bir kaç ay sonra Meclisi vükelâya memur edildi. Az- linden mesrur ve meclise memuriyetinden mükedder olan Akif efendi «Herifin ruhaniyeti, ervahı habise gibi bir türlü kapı- dan (*)J çıkmıyor» diyerek izharı kine başladı. Pertev efendi, bazı mühim meselelerin halli için Mısıra gönderildi. Mustafa Reşit bey de (paşa) ikinci kâtip olarak mai- yetine verildi. Tevdi olunan vazifeyi hüsnü ifa ederek İstanbu- la avdetini müteakıben Kethüdayı Sadrâli oldu. Bilâhare Kethüdalık unvanı «Umuru mülkiye nazareti» ne tahvil ve bir müddet sonra rütbei vezaret tevcih kılındı. Sultan Mahmudun, Pertev Paşa ve damadı Vassaf efendi- nin yalılarına giderek bazan gece kalması, her vesile ile tevec- cüh göstermesi, Cağaloğlunda Çifte saray yerine paşa için ga- yet büyük konak yaptırmga başlaması, sokaklarda arkasından giden iki tüfekli çavuşa iki hünkâr çavuşu ilâve etmesi, donan- manın önünden geçerken selâmlanmasını emretmesi ve daha bir çok izaz ve iltifatta bulunması düşmanlarının aklını dağıt- tığı gibi halk arasında da «Tuğsuz Padişah» oldu. Hünkârdan farkı, hutbede namının zikrolunmamasıdır ve sikkede isminin yazılmamasıdır» denmeğe başladı. Az çok âtiyi gören her akıl ve idrak sahibi gibi Pertev Paşa da ikbalin bu derecesinden ürktü ve kaçınmak istedise de ok, yayından çıktı, dönmesine imkân kalmadı. Vassaf efendi ise Padişahtan gördüğü teveccüh ve muhab- beti hazmedemedi, şımardı. Padişaha bile lâübaliyane muame- lede bulunmaktan geri durmadı. Nihayet kayın babasının rica ve ilticası üzerine bir müddet yanından uzaklaştırmağa Padişah razı oldu. Bindiği gemi, Beylerbeyi sarayının önünden geçerken Vas- safın, veda için Padişaha mendil sallamak derecesinde hadşi- naslık ettiği ve Padişahın da - fevkalâde garaipten olarak - ay- ni suretle mukabelede bulunduğu mervidir. (*1l «Kapi» dediği, oda yahut ev kapısı değildir, Babiğlidir.