Edebiyat ve Sanat 137 tur. Hakka vâsıl olduktan sonra dönüp halkı bulmak güçtür. Zira müstakil vücudü yoktur. Kemal ise gene dönüp halka ge- lüp hakkı halka ve halkı hakka âyine bulup ahadühüma ile aharden mahcup olmamaktır. İmdi benim kalbimin perişanlığı dururken ve işimden dahi bir iş bitmedin «sen kâmil oldun» deyu beni lâfü güzâf ile ha- life edüp kendi gibi şöhret issi edeyim der. Becit becit ısmarlar deyü gaib sigasile beyan ettüği mür- şidin muradı ile tâlibin maksudu beyni uzak olup ve mürşidin hali tâlibe malüm olup tâlibin maksudu mürşide malüm olma- dığına işarettir. Zira tâlib yumak olmadığını bildi, mürşid tâ- libin bildüğin bilmedi veyahut câiz ki bir vasıta ile teklif etmiş ola, göreyim aldanır mı deyu. Bu fakir biçare Mısri'den Yunüs hazretlerinin bu dokuz ebyatını şerh ve beyan etmeği bâzı ihvan iltimas etmek ile tesvid olunup sekiz ay mıkdarı evrak arasında şöyle perişan kalmış idi. Sebep ol idi ki aceba Azizin muradı üzere oldu mu veya olmadı mı? Bir gece vâkıada Yunüs hazretlerini gördüm. Bu fakire azim beşaşet ile iltifat gösterüp buyurdular ki «Benim ol söz- lerime yazdığın şerhi çıkar, fukara menfaatlensün» dedi. Ve «iplik verdüm çulhaya beytine yazdığın sözü yazma, işte şu manayı yaz!» deyu bu yazılan manayı beyan buyurdular. Bu beyte bir ahar mana yazılmış idi andan fâriğ olup bu mana ya- zıldı. Bir serçenin kanadın kırk kağnıya yüklettüm Kırk çift dahi çekmedi şöyle kaldı yazılı Bu beyt tarikat ilminin şerefi ve lüzumu ve sülük ehlini sülüke tergip beyanındadır. Ve dahi zâhirin tashihten bâtıni tarafına ihtimam ziyade olması lâzım idüğin beyan eder. Zira amelin zâhiri asân bâtını ziyade güç olduğun bildirir. İmdi kağnı ile yörümek zâhir ameline misaldir. Kanat ile uçmak bâtın ameline misaldir. İmdi bâtın ehilinin ameli zâhir bin olan ehli riyaya ziyade ağır gelür. Zira riyalı amel asândır. Ve dahi her ne kadar çok olsa bahası azdır saman gibi. Emma hulüs ile olan amel güçtür ve ağırdır. Lâkin her ne kadar az olursa da bahası ağırdır altın gibi. (Fikrü saatin hayrün min