20 Nisan 1939 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 134

136 Her AY ler, ve âkibet ilhada düşerler. Ve kendulere muhtaç olanlâra da dâim çamur yedürürler. Allah saklaya. Ekseriya ilhâda düşenler bunlardan zuhur eder. Bir ehli sülük bunlardan birisine sataşursa kar gibi sovudup buz gibi dondurur. Sülük ehline her bunun gibi sovuk nefeslilerden ih- tiraz lâzımdır. Azizin bu beytten muradı tâlibi indi mücahededen meni” ve bunun emsali kimseler ile mukarenetten tahzirdir. İplik verdim çulhaya sarup yumak etmemiş Becit becit ısmarlar gelsin alsun bezini Bu beyt, nakıs mürşid ahvalini beyan eder. İmdi tâlibi hakka mürşidi kâmil lâzım olduğunu bildirdikten sonra her mürşide gönül vermeyüp bir üstadı âkil ve mürşidi kâmil bul- mağa sâ'y etmek de lâzım olduğunu beyan buyururlar. Yani kalbi perişanımı bir mürşide teslim ettim selâmeti kalb bulmağ içün, henüz dertlerimin birine derman ve ilâç bulmadın, bana hilâfet makamına irdin, işin temam oldu» der, bildim ki nâkıs- tır. Zira iplik tefrikası ulâya işarettir ki kemal bundadır. Bu beyt şeyhe teslim olmaktan maksut nedir ani bildirir ki tâ tâlip agâh olup maksut ne idüğin bile, bir mürşide vardığı zaman kâmil mi değil mi malüm ola. Zira dert bilinmeyince derman bulunmaz. Evvelâ tâlip bilmek gerek ki mürşide var- maktan maksut kendi vücudunda bilkuvve konulan kemalâtı insaniyye her ne ise file gelmesine sa'y etmektir. Meselâ bir çekirdek kendusini bir bağbana teslim eder hal dili ile der ki <ey bağban lutf eyle, bana bir hoş terbiye eyle, benim deru- numda konulan bilkuvve kemalâtım taşra gele, birim bin ola ve sen dahi kemal ile yâd olasın». İmdi bağçıvanın eyisi terbiyesinden bellidir. Emma azizin iplik verdim çulhaya deyu temsili gayet lâ- tittir. Zira eğerçi kemalâtı insaniyyede atvâr ve menâzil çok- tur. Lâkin usuli üçtür. Biri fark ve biri cem ve biri cem'ülcem” ki ona meşayih fark ba'del cem” derler. Pes imdi iplik farka” işarettir. Yumak cem'e işarettir. Bez cem'ülcem'e işarettir. Asıl maksut ise iplik yumak olmak değil belki bez olmaktır. Ol ise yumak bile etmemiş. İmdi Hakkı anlamak âsândır. Zira şevahidi ve delâili çok-