42 Her Ay mesi ve bilhassa onun Bergson'dan daha kuvvetli bir hamle ile ikilik buhranından kurtarılması çok büyük bir adımdır. Şimdi asıl mesele tabiatin temami tarihindeki takâmülü, bu yeni telâkki ile izaha çalışmaktır. Tekâmül meselesinin şe'ni tahliline girdi- gimiz zaman maddeden ve maddi eşyanın ilk unsurları olarak alınan (atom) lardan başlamak doğru olur. Atomun mahiyeti hakkında Democrite ve Leucippe'den beri gelen ve yeni kimyanın molecule'ü ve ye- ni fiziğin (atom) u ile büsbütün kuvvetlenen fikirler son za- manlara kadar âdeta madde ilminin sarsılmaz esasları telâkki ediliyordu. Bir taraftan fizik ve kimyanın süratli tekâmülü, di- ğer taraftan mevceler mihanikinin kurulması, eski ilmin mev- zualarından olan bu fikri esaslı surette değiştirmiştir. Bu asrın ilk senelerindenberi birbirini takiben atom hakkında üç naza- riyenin doğduğu görülüyor. Bunlardan sonuncusunun meseleyi nasıl kapatmağa doğru gittiğini anlatmak için onları gözden geçirmek lâzımdır: Madde nazari- yeleri: Birinci zümredeki nazariyelerde maddenin esasını mekân zaman ve kütle teşkil etmektedir. Bu nazariyelere göre madde «hareket halindeki kütle» dir, Bundan dolayı onlara umumi bir isimle (hylocynâtigue) madde nazariyeleri denilebilir (1. İkinci zümrede bulunanlar maddeyi mekân, zaman ve kudret ile izah ederler. (Energetigue) diyebileceğimiz bu nazariye mensuplarına göre madde bir kudret birikmesi veya mudıle- sidir. Nihayet üçüncü zümredekiler mekân, zaman ve kuvvet fikirlerinden hareket ederler. Onlara göre madde det ve cezp kuvvetlerinin bir tezahürüdür. Bunlara da madde hakkında dynamiste nazariye denebilir. Umumiyetle fizikçiler yakın zamana ka- Atomun bünyesi: dar birinci zümrede toplanmakta idi. A- tomlara kâinat binasının tuğlaları, yıkıl- maz temelleri nazarile bakılıyordu. Fakat yirminci asrın fizik (1 N. Lossky: L. Intuition, la matiöre et la vie, Paris 1928 (Shİ: 85 - 92).